Okuma Süresi
2 dakika

Elon Musk, OpenAI’yi kuruluş anlaşmasını ve ilkelerini ihlal etmekle suçlayarak şirkete dava açtı. Musk’a göre OpenAI, insanlığın iyiliği için güçlü yapay zeka sistemleri inşa etmeyi amaçlayan kar amacı gütmeyen bir kuruluş olarak kurulmuşken, Microsoft’tan milyarlarca dolarlık yatırım alan bir yan kuruluş kurarak bu sözünü bozdu.

OpenAI, davaya yorum yapmayı reddederken, şirketin strateji sorumlusu Jason Kwon, Musk’ın iddialarını “Elon’un bugün şirkete dahil olmadığı için duyduğu pişmanlıktan kaynaklanabileceğine” bağladı.

Dava, Musk’ın OpenAI’den ayrılışı ve OpenAI’nin CEO’su Sam Altman ile olan husumeti gibi kişisel husumetlerle de gölgeleniyor. Fakat tüm bu çekişmelerin ötesinde, dava yapay zeka tartışmalarının merkezine oturan bir paradoksu da açığa çıkarıyor: OpenAI, yapay zeka sistemlerinin hem inanılmaz derecede güçlü hem de insan zekasından uzak olduğunu savunuyor.

Davada odak noktası, “yapay genel zeka” (AGI) olarak bilinen bir kavram. AGI, insan beyninin yapabildiği her şeyi yapabilen bir yapay zeka sistemi olarak tanımlanıyor. OpenAI, AGI’yi “ortalama bir insanın iş arkadaşı olarak işe alınabilecek eşdeğeri” olarak tanımlarken, aynı zamanda “ekonomik açıdan en değerli işlerde insanlardan daha iyi performans gösteren oldukça özerk bir sistem” olarak da nitelendiriyor.

Yapay zeka şirketlerinin liderleri, AGI’nin sadece mümkün değil, aynı zamanda yakın olduğunu da savunuyor. OpenAI’nin CEO’su Sam Altman, AGI’nin yalnızca dört ya da beş yıl uzakta olabileceğini söylüyor.

AGI oluşturmak OpenAI’nin açık hedefidir ve bu hedefe ulaşmak için birçok neden var. Gerçek bir AGI, büyük miktarda insan emeğini otomatikleştirebilir ve yaratıcılarına büyük karlar sağlayabilir. Aynı zamanda yatırımcıları cezbeden ve en iyi mühendisleri ve araştırmacıları işe almaya yardımcı olan parlak bir hedeftir.

Ancak AGI, insan zekasını aşarsa veya insani değerlerle uyumsuz hale gelirse tehlikeli de olabilir. Musk da dahil olmak üzere OpenAI’yi kuranlar, bir AGI’nin tek bir kuruluşa ait olamayacak kadar güçlü olacağından ve zarar vermesini veya çok fazla zenginlik ve gücün tek bir şirketin elinde yoğunlaşmasını önlemek için kontrol yapısının değiştirilmesi gerektiğinden endişeleniyorlardı.

Bu nedenle OpenAI, Microsoft ile ortaklığa girdiğinde, teknoloji devine sadece “AGI öncesi” teknolojiler için geçerli olan bir lisans verdi. Anlaşmaya göre, OpenAI bir AGI geliştirirse, Microsoft’un lisansı geçersiz hale gelir ve OpenAI yönetim kurulu, AGI’nin tüm insanlığa fayda sağlamasını sağlamak için gerekli adımları atar.

Musk ise OpenAI’nin GPT-4 dil modeliyle AGI’ye ulaştığını savunuyor. Şikayetinde, “Bilgi ve inanç açısından, GPT-4 bir AGI algoritmasıdır ve dolayısıyla Microsoft’un Eylül 2020’de OpenAI’ye özel özel lisansının kapsamı dışındadır” ifadesi yer alıyor.

Musk, OpenAI yönetim kurulunun AGI’yi kabul etmek için isteksiz olacağını da savunuyor, çünkü bu durumda teknolojiyi dağıtma ve kâr etme biçiminde büyük değişiklikler yapmaları gerekecek.

Dava, AGI’nin ne zaman ve nasıl belirleneceği, yapay zeka şirketlerinin sistemlerinin gerçek yetenekleri ve AGI’ye ne kadar yakın olduğumuza dair çeşitli iddiaların arkasındaki teşvikler gibi önemli soruları gündeme getiriyor.

Davanın sonucu ne olursa olsun, Elon Musk’un açtığı dava, yapay zeka yarışının hızla alevlendiğini ve bu alandaki tartışmaların daha da kızışacağını gösteriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz