Hava taksileri, artık çok da uzak olmayan bir gelecekte hayatımıza girebilecek gerçek bir proje. Uber ve Boeing gibi pek çok ulaşım devi, projeyle ilgili milyonlarca dolar yatırım yapıyor. Uçan taksilerin hayata geçirildikten sonra şehirlerde ne kadar güvenli bir hava sahası yaratacağı ise merak konusu.
Hala pek çok kişi tarafından aşırı fütürist bir yaklaşım olarak görülse de yakın bir gelecekte bir yere ulaşım sağlamak için uçan taksi çağırmak mümkün olabilir. Uber ve Boeing gibi birçok ulaşım devi, yeni bir taşımacılık yöntemi olarak hava taksisi projelerini hayata geçirmek için yaptıkları yatırımları artırmaya devam ediyor. Günümüzde bu projelere uygun olarak tasarlanan hava taksileri, küçük uçak ve helikopterler gibi görünüyor. Araçların, insanları belli varış noktalarına ulaştırmak için harcanan zamanı büyük oranda azaltacağı düşünülüyor.
Günümüzde büyük havayolu firmaları tarafından sağlanan uçuş hizmetleri ise pek çok kişi için verimsiz bir hale gelebiliyor. Çoğunlukla biletlerin önceden ayırtılması gerekiyor ve yaşanan rötarlar yolcuları çılgına çevirebiliyor. Bununla birlikte yolcular, havayolu şirketlerinin uçuş programı ve varış noktalarına bağlı kalmak zorunda kalıyor.
Kara taşımacılığı düşünüldüğünde de büyük ve sıkışık şehirlerde kimi zaman bir noktadan diğerine gidebilmek saatler alabiliyor veya imkânsız hale gelebiliyor. Bu noktada hava taksileri, alım gücü biraz daha yüksek olan pek çok kişi için daha fazla esneklik sağlayabilecek ve işlevsel olabilecek bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor.
Uçan taksilerin nereye konuşlanabileceğiyle ilgili kısa bir süre önce ortaya atılan en yakın senaryo ise Voloport’lar. Hava taksisi durakları olacağı düşünülen Voloport’lar, geçtiğimiz yıl içerisinde Singapur’da tanıtıldı ve Volocopter ve Skyports ortaklığının bir ürünü. Dünyanın ilk uçan taksi durağı olarak tanıtılan alanın, projeler hayata geçirildikten sonra şehrin belli noktalarına kurulması ve hava taksilerine ev sahipliği yapması bekleniyor. Yapılan planlamaya göre ileride yolcular, Voloport’larda hızlıca ‘check-in’ yapabilecek ve hava taksilerine binebilecek.
Bugüne kadar 3 çeşit uçan taksi modeli üretildi
Volocopter 2X
Voloport’lar esasen ticari olarak kullanıma sokulacak Volocopter’lar için tasarlanmış bir proje. Hava taksisi girişimlerinin öncüsü olarak kabul edilen Volocopter 2X ise 2022’den itibaren Singapur’da yolcu taşımacılığına başlaması planlanan helikopter benzeri bir hava aracı.
Araç, bir pilot ve bir yolcu olmak üzere toplamda sadece 2 yolcu taşıyabiliyor ve üzerinde 18 pervaneli bir halka bulunduruyor. Tamamen elektrikli olan Volocopter 2X’in, dakikalar içerisinde değiştirilebilen 9 adet bataryası var.
Lilium Jet
Volocopter 2X sadece 2 yolcu taşıyabilirken aracın yerli rakibi Lilium, yakın zamanda elektrikli ve 5 koltuklu “Lilium Jet” adını verdiği yeni bir hava aracı test etti. Volocopter 2X’ten farklı olarak Lilium Jet, geleneksel bir uçağı andırıyor ve 36 adet jet motoruna sahip. Aracın 2 koltuklu Volocopter’dan daha çok yolcu taşıyabiliyor olması ise daha ağır ve daha gürültülü olacağı anlamına geliyor.
Uber Elevate
Ulaşım devi Uber, altyapısının büyük bir bölümünü kendi uçan taksi projesinin temellerini atabilmek için kullanıyor. Şirket, konuyla ilgili olarak geçtiğimiz günlerde hava taksileriyle ilgili düzenlemeleri gözden geçirmeleri için NASA’yla bir anlaşma imzaladı. Boeing ve Aurora gibi sektördeki diğer aktörler de proje üzerine Uber’la birlikte çalışıyor. Uçan araçlarla ilgili ticari bir ağ kurmak, ulaştırma devinin önümüzdeki 10 yıl içerisinde hayata geçirmeyi umduğu bir fikir. Altyapıya yatırım yapmanın yanında şirket, 2023 yılında uçurmayı planladığı 4 koltuklu bir hava aracı olan Uber Air’ı da geliştiriyor.
Uçan taksiler ne kadar güvenli olacak?
Pek çok kişiye göre ise hava trafiği kontrolü son derece karmaşık bir iş ve hava taksilerinin hayata geçirilmesi, kentsel hava sahasında sürekli hareket eden yüzlerce uçan araç anlamına gelebilir. Uzmanlar; bu hava araçlarının hareketlerinin dikkatlice nasıl yönetileceğini, yüksek bina ve kötü hava koşullarıyla nasıl baş edileceğini ve sıkışık alanlarda yaşanabilecek çarpışmalardan nasıl kaçınılacağını yetkilerin ayrıntılı bir biçimde düşünmesi gerektiğine işaret ediyor. Tüm bu soru işaretleri, aynı zamanda Uber’in NASA’yla yaptığı iş birliğinde de çözüm getirmeyi umduğu sorunlar.
Bununla birlikte uçan taksilerin yolcular ve hava sahası için ne kadar güvenli olacağı da merak konusu. Yetkililer, projenin kamusal olarak ne oranda kabul göreceği konusunda henüz kararsız.
Önümüzdeki 10 yıl içerisinde hayata geçebileceği düşünülen hava taksilerinin, özellikle başlangıçta oldukça pahalı olması bekleniyor.
Pek çok ulaşım devi, konuyla ilgili yeni girişimlerde bulunmaya hazırlanıyor ve büyük yatırımlar yapıyor. Eskiden masal kitaplarındaki fütürist görsellerde gördüğümüz uçan taksiler, artık pek çok kişi için sadece bir ütopyadan çok bir süre sonra gökyüzünde görebileceğimiz gerçek bir proje.