COVID-19 pandemisi sonrasında çamaşır makinesi markaları; cüzdan, para, kart ve kişisel eşyaların yıkanabileceği cihazlarının reklamlarını paylaşmaya başladı. Kulağa oldukça ilginç gelen bu sistemin nasıl çalıştığını ise yazımızda açıklıyoruz.
Yeni tip koronavirüs pandemisi sonrasında vücut, giyim ve eşya temizliğine eskisinden çok daha fazla dikkat edilmeye başlandı. Pazarlama ve AR-GE çalışmalarını bu alanda geliştiren beyaz eşya firmaları ise ürünlerinde önemli değişikliklere gidiyor. İnsanlar arasında sürekli etkileşime giren ve bu nedenle virüs taşınma oranı yüksek eşyalar, standart hijyen malzemeleri ile temizlenemiyor. Özellikle para, cüzdan, kimlik kartı ve kişisel aksesuarlar, su ve deterjan temasında geçerliliğini veya işlevini yitirebiliyor. Firmalar da bu soruna dikkat çekerek kendi çamaşır makinesi modellerine, bu gibi eşyaların “yıkanabileceği” programları entegre ederek yeni bir pazarlama çalışması yürütme yoluna gidiyor. Peki bu “yıkama” işlemi nasıl gerçekleştiriliyor?
Yeni nesil çamaşır makineleri; uzun süredir laboratuvar ve hastanelerde kullanılan morötesi (UV) ışınları, özel havalandırma sistemleri ile birleştiriyor. Su kullanmadan cüzdan ve para “yıkama” işlemi, temizlenecek eşyalar üzerinde uzun süre bekletilen UV ışınları ve temiz havalandırma sistemlerinin kombinasyonu ile gerçekleştiriliyor. İnsan gözü ile gözlemlenemeyen ışınların virüs ve mikroplar üzerinde etkili olması ise dalga boyu ve foton enerjisi ile açıklanıyor.
Para ve kişisel eşyaları, ultraviyole ışınların yardımı ile dezenfekte etmek mümkün
Böylece para ve kişisel eşyaları, ultraviyole ışınların yardımı ile dezenfekte etmek mümkün hale geliyor. Paylaşılan bilgilere göre; görünür bölgedeki ışınlara kıyasla dalga boyu daha kısa olan morötesi ışınların enerjisi, görünür bölgeden daha yüksek. Uzun süre boyunca eşyalar üzerinde tutulan UV ışınları; DNA veya RNA’ya sahip mikroorganizmaların genetik diziliminde değişikliklere yol açıyor. Bu değişiklikler, zararlı mikroorganizmaların enfekte etme gücünde azalma veya tamamen kayıp yaşanmasına neden oluyor. Ancak 10 eV üzerinde olan ve dalga boyu 125 nanometre altındaki morötesi ışınlar, insan sağlığına zarar vermeye başlıyor.
Bu sorunun çözümü ve havalandırmanın sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için de firmalar cihazlarında “fotokatalitik” filtre kullanıyor. Uzmanlar; buzdolabı, klima ve çamaşır makinelerinde gördüğümüz bu filtrelerin görevinin oldukça önemli olduğuna işaret ediyor. Kir, mikrop ve zararlı ultraviyole ışınların yüzde 80’ini dışarıda tutan filtreler, içeride dönen hava akımının sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesine yardımcı oluyor. Filtre ve morötesi ışıklarının yardımı ile çamaşır makineleri; standart hijyen malzemeleri ve su kullanmadan kişisel aksesuar, para ve cüzdanın dezenfekte edilmesini mümkün hale getiriyor.
Teknoloji haber bülteni DigiToll‘ü izlemek için tıklayınız.
İlginizi çekebilir: