Bu içeriği değerlendirin.
Okuma Süresi
2 dakika

ABD’de kemik iliği nakli yapılan bir kişide donörün DNA’sı da tespit edildi. Uzmanları asıl şaşırtansa kandaki DNA’nın yanı sıra spermdeki DNA’nın tamamının donöre ait olması oldu.

Euronews’in haberine göre Nevada eyaletinde yaşayan Chris Long dört yıl önce Alman bir donörün bağışladığı kemik iliğinin vücuduna transfer edilmesi ile hastalığını atlattı. Long’un adli tıp bölümünde çalışan mesai arkadaşları operasyonun Long’un DNA’sını nasıl etkileyeceğini merak ettikleri için düzenli testlerde takip etmek istedi. Long da arkadaşlarının bu isteğini kabul etti.

Adli tıp uzmanları nakil sonrası Long’un DNA yapısında değişiklikler olmasını bekliyordu. İlik naklinin amacı zaten Long’un kanının donörün kanıyla değiştirilmesiydi, bu da doğal olarak kanın genetik yapısını değiştirecekti. Ameliyattan sonra dört ay içerisinde Long’un kanı tamamen değişmişti. Fakat uzmanlar değişimin bu denli olacağını hiç tahmin etmemişti.

Long’un spermlerindeki DNA artık kendisine değil donörüne aitti. Long’un sadece saç ve göğüs kıllarındaki DNA hiç değişmemiş bir şekilde kaldı.

Bilim için hayret adli tıpçılar için endişe verici keşif

Tüm dünyada her yıl kan kanseri ya da lösemi, lenfoma ya da orak hücreli anemi gibi diğer kan hastalığı olan onbinlerce kişi kemik iliği nakli oluyor.

Washoe County Şerif ofisindeki adli tıpçıların merak sonucu tespit ettikleri bu durum suçluların tespiti konusunda neredeyse şüphesiz bir delil olarak kabul edilen DNA testlerinin sorgulanmasına neden oldu.

Normalde bir kişinin DNA yapısı ve nerede bulunduğu doktorları ilgilendiren bir durum değil, çünkü bu kişinin görünümünü ya da kişiliğini etkileyen bir durum değil.

Fakat adli tıp uzmanları için DNA’nın yapısı ve nerede bulunduğu büyük önem arz ediyor. Normalde olay yeri inceleme ekiplerinin bir suç mahallini araştırması sonucu bulunan DNA örneklerinin tamamen kurban ve saldırgana özgü oldukları varsayılır.

Bu sonuçlar kemik iliği nakli olan birisinin suç işlemesi durumunda olay yerinde bırakacağı DNA örneğinin tamamen başka bir kişiye ait olabileceğini ortaya koyuyor.

Adli tıp uzmanı Brittner Chilton bunun bir örneğinin 2004 yılında Alaska’da yaşandığını belirtiyor. Bir saldırı soruşturmasında dedektifler DNA veritabanından bir kimliğe ulaşmalarına rağmen bir sorun vardu. Çünkü kimliği çıkan kişi saldırı sırasında hapiste bulunuyordu. Sonra bu kişinin kemik iliği nakli olduğu tespit edildi. Sonrasında donör olan kardeşi suçlu bulundu.

Kemik iliği nakli olanların çocuklarında kimin DNA’sı olacak?

Long’un durumunda akıllara gelen bir diğer soru eğer bir çocuğu olursa ne olacak? Aslında çocuğu kendisi yerine Alman donörünün genlerini mi taşıyacak? Şu aşamada bunu cevabını bilmek pek mümkün görünmüyor çünkü Long ikinci çocuğu olduktan sonra vazektomi yaptırmış.

Uzmanlar bunun pek mümkün olmadığını söylüyor ve normalde kemik iliği nakillerinde sperm DNA’sının değişmemesi gerektiğini belirtse de açık bir kapı bırakıyor.