Amerikalı teknoloji şirketi Qualcomm, Aralık ayında yaptığı açıklamaların ardından ürettiği bir dizi sürüş destek teknolojisini söz verdiği gibi CES 2020’de görücüye çıkardı. Marka tarafından üretilen teknolojiler, mevcut sistemlere kıyasla 10 ile 20 kat aralığında daha fazla enerji tasarrufu sağlıyor.
Yonga üretimiyle ünlü Qualcomm, 2019’un Aralık ayında kullanıcıları otomobil sektörüne yönelik yeni teknolojilerle buluşturacağını açıklamıştı. Şirket bu duyurunun ardından, ürettiği bir dizi sürüş destek teknolojisini CES 2020 fuarında görücüye çıkardı. Görücüye çıkarılan sistemler arasında otonom sürüş sistemi “Snapdragon Ride”, şirketin “Car-to-Cloud” olarak adlandırdığı bir teknoloji ve “C-V2X” isimli bir iletişim sistemi de bulunuyor. Marka, tüm bunların kullanıcılara iletişim içerisinde ve otonom bir sürüş deneyimi sunabilmek için üretildiğine işaret ediyor.
Qualcomm tarafından yapılan açıklamaya göre, “Snapdragon Ride” otomobilin otomatik olarak kontrol edilmesini sağlamayı hedefleyen uçtan uca bir çözüm. Sistem; aracın yolculuk planlaması yapması, yolcu güvenliğiyle ilgili makul kararlar alması ve beklenmedik koşullar altında yolcu konforunu sağlaması için birçok donanım, yazılım ve geliştirme aracı içeriyor. Marka bu durumu sistemin; mevcut teknolojilerde olduğu şekilde robot gibi değil, aksine gerçek bir insan gibi davranma kabiliyeti olarak adlandırıyor.
Üretilen sürüş destek teknolojileri, rakiplerine kıyasla 10 ile 20 kat aralığında daha fazla enerji tasarrufu sağlıyor. Bununla birlikte sürücülere, ikinci seviye otonomi düzeyi sunuyor. İkinci seviye otonomi, otomobil için sürücü dokunuşuna gerek kalmadan kendi kendine otoban sürüşü yapabilmesi ya da belli noktalarda park edebilmesi gibi pek çok kabiliyeti mümkün kılıyor.
“Snapdragon Ride” geleneksel kamera, radar ve ışıklı radar gibi bir grup alıcıyı “C-V2X” iletişim teknolojisi, konum takip sistemleri ve aracın haritadaki noktalar arasında sürüş yapmasını sağlayan bir Snapdragon teknolojisiyle birleştiriyor. Alıcılardan gelen verileri birleştiren sistemde, Qualcomm’un çip ve algoritmaları aracın o an bulunduğu noktayı, haritadaki tam konumunu, şeritleri, diğer otomobilleri ve objeleri; aracın o andaki hareketi öncesinde lokasyonlardan tahminler yaparak otomatik olarak algılayabiliyor.
“Car-to-Cloud” teknolojisi sayesinde otomobil üreticileri, sürücülerin kullanım tercihleriyle ilgili veri toplayabilecek
Tanıtılan “Car-to–Cloud” teknolojisi ise otomobil üreticilerine, sürücü taleplerinden yola çıkarak otomobil satın alınmadan önce ve sonra çeşitli hizmetler sunabilme imkânı sağlıyor. Sistem, veri toplama özelliği sayesinde üreticilere müşterilerin kullanım alışkanlıklarına yönelik veriler sağlıyor. Böylece şirketler, satın alma sonrasında da yapacağı geliştirme ve yükseltmelerle ilgili fikir edinme fırsatı bulabiliyor.
Amerikalı teknoloji devi, şu anda en az 18 otomobil markası ve 8 lisans sahibinin 5G destekli “C-V2X” teknolojisini 2021 ve 2023 arasında piyasaya süreceği otomobilleri için hazırlama sürecinde olduğuna işaret ediyor. Qualcomm’un sürüş destek teknolojilerinin ilk uygulamalarının ise bu yıl içerisinde Çin’de başlaması bekleniyor.