Kış mevsiminin gelmesiyle yeniden hayatımıza giren virüsler, bakteriler ve alerjen hastalıklar insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Özellikle pandemi nedeniyle evde geçirilen vaktin artış göstermesi; dışarı çıkılamayan, temiz ve sıcak havaya ihtiyaç duyulan bu günlerde, vakit geçirmek için yemek pişirmek gibi yeni bir aktivite arayışına girilmesine sebep oluyor. Yemek yaparken oluşan zararlı gazlar ise iç mekan hava kalitesini oldukça negatif bir biçimde etkileyebiliyor. Dyson Pure Hot+Cool, bu problemin önüne geçmeyi hedefliyor.
Havaların soğuması ve kısıtlamalar, evde daha çok zaman geçirilmesine ve bu zamanın farklı aktivitelerle değerlendirilmesine neden oluyor. Yeni tarifler deneyip yemek yapmak da bu aktivitelerin başında geliyor. Online veriler, “tarif” aramalarının şimdiye kadarki en yüksek aranma değerlerine ulaşıp istatistikleri ikiye katladığını gösteriyor. Tüketicilerin yüzde 73’ü, hala ev dışı faaliyetlere devam etmekte tereddüt ediyor. Gelen kış mevsiminin de etkisiyle, iç mekanlardaki hava kalitesinin önemi artıyor. Bununla birlikte; kış aylarında kapalı alanlarda çok fazla vakit geçirmek, kirleticilerin ve virüslerin yayılmasına ve kronik hastalıklara bağlı şikayetlerin artmasına neden oluyor. Özellikle mutfakta kullanılan temizlik ürünleri, ‘Uçucu Organik Bileşikler (VOC)’ yayarken farklı pişirme yöntemleri ve pişirme sırasında oluşan duman ve koku salınımıyla havada partiküller oluşabiliyor. Evde denenen yeni yemekler, eğlenceli anılar yaratmada büyük rol oynasa da iç mekan hava kirliliği söz konusu olduğunda, kokular da yaygın bir sorun haline geliyor.
Dyson Türkiye, bu soruna eğilerek 4 Şubat Perşembe günü düzenlediği online bir etkinlikte yemek pişirirken oluşan gazların iç mekan hava kalitesi üzerindeki etkilerine ve evlerde solunan havanın önemine dair çarpıcı bilgiler paylaştı. Ünlü Şef Somer Sivrioğlu’nun da katılım sağladığı etkinlikte, Dyson Tasarım Mühendisi Sam Taylor da yemek yaparken maruz kalınan kirleticilerden ve uygulanacak basit ipuçlarıyla hava kalitesinin nasıl iyileştirilebileceğinden bahsetti.
Aktarılan detaylara göre; pişirdiğiniz yemek türü, pişirme şekliniz ve kullandığınız ev aletleri, kirletici seviyelerini etkiliyor. İster bir kutlama yemeği, ister aileniz ve arkadaşlarınız için hamur işleri yapın; yemek pişirmek, havaya benzersiz bir kirletici bileşeni yayabiliyor. Mutfakta ultra ince parçacıkların konsantrasyonu, genellikle yemek pişirildikten sonra 10 ile 40 kat daha yüksek olabilirken bazı şehirlerde yemek pişirilen evlerde oluşan ‘PM2.5’ olarak adlandırılan küçük partiküllerin, kirliliğin yüzde 62’sine neden olduğu tahmin ediliyor.
Pişirme sırasında kullanılan ısıtıcı aletler de hava temizliğini fazlasıyla etkiliyor
Diğer yandan, yiyeceklerin pişirilme şekli de mutfaktaki hava kirliliğini etkileyebiliyor. Yiyecekleri ızgara yapmak ve kızartmak gibi yağ bazlı pişirme yöntemleri, daha ince parçacıklar ürettiğinden haşlama veya buharda pişirme gibi su bazlı pişirme yöntemlerinden daha kirletici olabiliyor. Yemek pişirmede kullanılan yağ türü de kirletici seviyelerini etkileyebiliyor ve genel olarak daha yüksek duman sıcaklığına sahip yağlar, daha düşük seviyelerde partikül madde üretiyor. Araştırmalar, zeytinyağının en kötü suçlulardan biri olduğunu ve en yüksek partiküllü maddeleri serbest bıraktığını gösteriyor.
Tüm bunların yanı sıra, pişirme sırasında kullanılan ısıtıcı aletler de hava temizliğini fazlasıyla etkiliyor. Fırınlar, ‘2001 California Hava Kaynakları Kurulu’ araştırmasına göre en büyük kirlilik nedenlerinden biri olma niteliği taşıyor. Özellikle yiyecek atıkları, fırın içerisinde yandıkça potansiyel olarak zararlı partikül madde konsantrasyonları, ‘Azot Dioksit (NO2)’, karbon monoksit ve formaldehit de mutfak havasına salınıyor. Yine araştırmalar; Azot Dioksit (NO2) seviyelerinin, elektrikli sobalar yerine gazla pişirilen evlerde sürekli olarak daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Elektrikli sobalar, gazla çalışan muadilleri kadar hava kirliliği üretmeyebiliyor. Ancak bu tip cihazlar, yakıttan bağımsız olarak ocakta pişirilen yiyeceklerden havaya partikül madde yayıyor.
Fırın veya soba gibi pişirme aletlerinin tamamen havalandırıldığından ve doğru şekilde kurulduğundan, kullanıldığından ve bakımının yapıldığından emin olmak, kirliliği en aza indirmeye yardımcı olabiliyor. Dışarıdaki hava yeterince temizse yemek pişirirken pencereyi açmak veya doğru hava temizleyiciyi kullanmak, kirletici maddeleri filtreleme olanağı tanıyor. Dyson Tasarım Mühendisi Sam Taylor, konuya ilişkin açıklamasında “Mutfakta kullandığımız yöntemler, malzemeler ve aletleri değiştirerek oluşan hava kirliliğini azaltmamız mümkün. Fırın gibi pişiricilerin, mutfağımıza doğru şekilde kurulduğundan ve havalandırıp bakımının yapıldığından emin olun. Mümkün olduğunca elektrikli pişiricileri tercih edin, fazla yağlı yiyecekler daha çok kirlilik üretme eğiliminde olduğundan mümkünse daha yağsız et kullanın, kızartma veya ızgara gibi yağ bazlı pişirme yerine haşlama veya buharda pişirme gibi su bazlı pişirme yöntemini tercih edin. Pişirirken, kirliliği en aza indirmek için sıcaklığı düşürmeye çalışın. Kızartma yapıyorsanız, az kirletici özellikli kızartma yağı kullanın” ifadelerini kullanıyor.
‘Dyson Pure Hot+Cool’ hava temizleyici fan, iç alandaki alerjen ve zararlı maddeleri tespit ediyor
Öte yandan; mutfaktan gelen hoş kokular ne kadar güzel olsa da bu kokular, bazı istenmeyen hava kirleticileri de beraberinde getiriyor. Fakat mutfak kokularını azaltmanın da yolları bulunuyor. Dyson hava temizleyicileri, bu kirleticileri yakalayıp yok etmeye yardımcı olarak odanın etrafına temizlenmiş hava yayıyor. Dyson’ın çift katmanlı filtrasyonu; HEPA sertifikalı bir partikül filtresini, gaz emilimini artırmak için Tris ile kaplanmış ve oldukça etkili bir aktif karbon filtresiyle birleştiriyor.
Bu çift işlevli filtre; hem havadaki koku kaynağının hem de kokunun, iç mekandan uzaklaştırılmasını sağlıyor. ‘Dyson Pure Hot+Cool’ hava temizleyici fan, iç alandaki alerjen ve zararlı maddeleri tespit ediyor. Cihaz, HEPA filtresi sayesinde 0.1 mikron boyutundaki zararlı partiküllerin bile yüzde 99.95’ini hapsediyor ve havadaki zararlı gazları otomatik algılayarak gerçek zamanlı olarak raporluyor. Dengeli bir hava akışı için ‘Air Multiplier’ teknolojisi kullanan ürünler, termostat ısı kontrolüyle otomatik olarak odayı hedef sıcaklıkta tutuyor. Ürün ayrıca, odanın her yerinde kontrol sağlamak için havayı karıştırıp dağıtarak temizlenen havanın yayılımı için güçlü bir hava akışı yaratıyor. Böylelikle cihazın bulunduğu ortam; kışın ısınıyor, yazın ise serinliyor.
Bununla birlikte Dyson, her yeri kolaylıkla temizlemeye olanak tanıyan hafif ve kablosuz süpürgeleriyle de yemek pişirme sürecine eşlik ediyor. Şirketin ürün gamındaki cihazlar, mutfağın temiz ve hijyenik kalmasını sağlıyor. Kablosuz süpürge modelleri; birçok farklı başlık seçeneğiyle en yüksek raflardan, yerdeki en dip köşelere kadar rahatlıkla ulaşabiliyor. Şirketin en akıllı ve güçlü kablosuz süpürgesi ‘Dyson V11’, özel dijital motorundan aldığı güçle çalışıyor. 6 katmanlı filtre sistemi sayesinde polen, bakteri, küf, toz akarı döküntüleri ve evcil hayvan kepeği gibi ince toz parçacıklarını yakalamada oldukça etkili olan ürün, 0.3 mikron kadar küçük partikülleri yüzde 99.99 oranında hapsediyor. Kablosuz teknolojisiyle kullanıcıların evinin her köşesini kolayca temizleyebilmesini mümkün kılan süpürgenin LCD ekranı; seçilen güç modunu, kalan çalışma süresini ve filtre bakımı zamanlamasını da anlık gösterebiliyor. Çift takılıp çıkarılabilir pil takımı ise makinenin çalışma süresini, 120 dakikaya kadar uzatıyor ve kesintisiz temizlik garantisi sağlıyor.
Teknoloji haber bülteni DigiToll’ü izlemek için tıklayınız.
İlginizi çekebilir:
Dyson Araştırması: Pandemi Döneminde İç Mekanlarda Hava Kirliliği Arttı
Dyson Pure Humidify Cool – Hava Temizleme ve Nemlendirme İncelemesi
Dyson Mühendisleri Yatakların Nasıl Temizlenmesi Gerektiğini Anlatıyor