Adobe Analytics; Şükran Günü, Black Friday ve Cyber Monday’i kapsayan tatil dönemi hakkındaki analizlerini açıkladı. Buna göre Amerika’da 2019 da online alışveriş rekorunun kırılması ve tatil döneminde 143 milyar dolarlık alışveriş hacmine ulaşılması bekleniyor.
Adobe Analytics’in 1 trilyonun üzerindeki web sitesi ziyaretine ve satılan 55 milyon farklı ürünün özellikleri ve fiyatlarına dayandırdığı analizi, ABD’nin tatil sezonu olarak bilinen Kasım Ayı alışverişlerine ışık tutuyor.
Tatil dönemi olarak bilinen Şükran Günü, Black Friday ve Cyber Monday günleri kapsayan kasım ayında Amerika’nın Online satış rakamının 143 milyar doların üzerine çıkması bekleniyor. Bu rakam geçen yıla göre %14,1’lik bir büyümeye işaret ediyor. Bu rakam 2017’de 108, 2018’de ise 126 milyar dolardı.
Geçen yıla göre 6 gün daha kısa olan tatil döneminde 2019’da platformlar kampanyaları erken başlatıp, geç sona erdirme eğiliminde oldu. Black Friday’in 7,4 milyar dolarlık hacmi ile kendi rekorunu kırdığını ve ABD tarihinin en yüksek hacimli ikinci online alışveriş günü olduğunu size daha önce duyurmuştuk. Bu alandaki rekor 7,9 milyar dolar ile 2018 Cyber Monday’e ait. 2019 Cyber Monday’inde ise ilk defa 9 milyar dolar barajının aşılması bekleniyor.
Amerikan tatil dönemi online alışveriş performansını inceleyecek olursak, bu yıl şükran gününde 4,4 milyar dolarlık alışveriş yapılırken Black Friday’de 7,4 milyar dolarlık rakama ulaşıldı. Black Friday’i takip edecen cumartesi günü 3,6 milyar, pazar günü ise 4 milyar dolarlık alışveriş gerçekleşti. Bu yılın tatil rekorunun Cyber Monday’in (Siber Pazartesi) kırması bekleniyor. Adobe Analytics Cyber Monday için tahminin 9,4 milyar dolar olarak açıkladı ve bu tahmin gerçekleşirse yeni bir rekor kırılmış olacak. ABD tarihinin bir kampanya günü içinde yapılmış en yüksek online satış miktarı olacak.
Akıllı Telefonlardan Alışveriş Büyüyor
Bu yıla ait verilerde ilgi çekici bir diğer konu ise tüketicilerin mobil cihazlardan alışverişe olan ilgisiydi. Adobe’un tahminlerine göre geçen yıla nazaran pazara dahil olacak her 4 doların 3’ü akıllı telefonlardan yapılan ticaretten oluşacak. İnsanların mobil cihazlardan alışverişe olan ilgisine dikkat çeken Adobe, sadece bu yıl mobil cihazlardan geçen yıla göre 14 milyar dolar daha fazla harcanacağı öngörüsünü paylaştı. Bu verilere göre akıllı cihazlardan satış, 2019’da tüm satışların yaklaşık yarısına denk geliyor ve ilk kez akıllı cihazlarla yapılan mobil ticaret payı, masa üstü payını geride bırakacak. 2019 tatil sezonu sonunda mobil cihazlardan alışveriş oranı %47 olarak tahmin ediliyor. Masa üstü alışverişin payının %46, tabletlerin ise %7 olması bekleniyor.
Geçtiğimiz aylarda casusluk yaptığı ve kullanıcı bilgilerini paylaştığı iddiasıyla tartışmalara sebep olan TikTok, yine aynı konuyla gündeme geldi. ABD’li bir genç TikTok’un kullanıcı bilgilerini Çin Hükümeti ile paylaştığı gerekçesiyle şirkete dava açtı.
Takipçi sayısıyla son dönemlerin en çok konuşulan ve yakaladığı ivmeyle dünyaya hızla yayılan TikTok, ciddi bir suçlamayla karşı karşıya kaldı. ABD’nin Kaliforniya Eyaleti’nde yaşayan bir genç, TikTok’un kullanıcı verilerini gizlice topladığını, bu verileri Çin Hükümetiyle paylaştığını iddia ederek şirkete dava açtı. TikTok’un gizlilik politikalarının oldukça belirsiz olmasının yanı sıra, şirketin topladığı verileri kullanarak, kullanıcıları reklam hedefleri haline getirmesi konusu da iddialara eklendi.
Üniversite öğrencisi olan Misty Hong’un iddiaları bunlarla sınırlı değil. Davayı açan genç, TikTok’un çekilen videoları paylaşmasa bile bunları kayıt altına aldığını ileri sürdü. Platformun özellikle yakından çekilmiş videoları incelediğini ve bu videolarda biyometrik verilerin olduğunu belirten genç; toplanan verilerinin Çin Hükümeti ile paylaşıldığını söyledi.
Davayı açan genç, verilerin toplandığı Çin’deki sunucuları da mahkemeye delil olarak sunmuş durumda.
2019 yılında dünyada en çok indirilme sayısına ulaşan TikTok, WhatsApp’ı bile geride bırakmıştı. Popüler sosyal medya platformu hakkında, geçtiğimiz Kasım ayında yine kullanıcı verilerini Çin Hükümeti ile paylaştığı gerekçesiyle inceleme başlatılmıştı.
TikTok’tan konuyla alakalı bir açıklama henüz gelmedi, mahkemenin yapacağı incelemeler sonucu TikTok’la ilgili nihai kararın açıklanacağı bildirildi.
3 Aralık Dünya Engelliler Gününe özel olarak; yürümeden konuşmaya, görme ve hareket engeline kadar, farklı engelleri olan bireyler için hayatı kolaylaştıran teknoloji ve inovasyonları derledik. Hangi uygulama ve teknoloji engellilerin hayatına ne denli etki ediyor, hayatlarını nasıl kolaylaştırıyor?
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünyada toplam nüfusun yaklaşık %15’i, yani 1 milyar insan, engelli ve bu rakamlar her yıl yükseliyor. 110-190 milyon kişi ağır engellere sahip.Hayatımızın bu denli parçası olan ve sağlıklı olan herkesin başına her an gelebilecek bu zor durumun etkilerini teknoloji ve inovasyonlar ile azaltmak mümkün. Kimi kendi sorunlarını çözmek isteyen engelliler tarafından, kimi yakınlarından ve çevresinden gözlemlediği sorunları gidermek isteyen girişimciler tarafından, kimi de sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ederek deneyimini bu alana aktaran markalar tarafından geliştirilen birçok teknoloji, engellilerin sorunlarını biraz olsun azaltıyor ve hayatlarını kolaylaştırıyor.
3 Aralık, Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında Dünya Engelliler Günü olarak kabul edildi ve o günden bu yana bu konuda farkındalık yaratmak ve insanları bilinçlendirmek, engelli bireylerin haklarını ve refahını teşvik etmek amacıyla çalışmalar yapılıyor.
Daha önce sizlere görme engellilerin renkleri tanımasına ve çevresindeki cisimlerin şekillerini tanımayabildiği EyeSense uygulamasını duyurmuştuk. Bugün ise 3 Aralık Dünya Engelliler Gününe özel olarak; kimi cep telefonlarına yüklenen bir uygulama, kimi artırılmış gerçeklik tabanlı, kimi de mühendislik sonucu geliştirilen teknoloji, yazılım ve uygulamaları derleyerek engellilerin hayatına olan etkilerini inceledik. Bu engelsiz teknolojilerin büyük çoğunluğu çok pahalı veya Türkiye’de mevcut olmasa da yakın zamanda daha erişilebilir fiyatlarla Türkiye’de engellilerin kullanımında olmasını umuyoruz.
Click with your eyes / Gözlerinle Tıkla
https://www.youtube.com/watch?v=99J2BGro52E
Microsoft tarafından geliştirilen gözle kontrol yazılımı, engellilere gözleriyle mouse, pointer ve ekran klavyesini kullanma imkanı tanıyor. Bu şekilde engelliler gözleriyle komut verebiliyor ve yazarak diğer insanlarla konuşma imkanına sahip olabiliyor. Sistem, ciddi hareket engeli bulunan bireylerin göz hareketlerini algılayarak çalışıyor ve buna bağlı olarak ekrandan seçim yapmasını sağlıyor.
Otizmliler için Google Glass
https://www.youtube.com/watch?v=_kzfuXy1yMI
Google tarafından üretilen ve piyasaya sürüldükten sonra tasarımıyla olay olan akıllı gözlükler,otizmli çocuklara sosyalleşmeleri konusunda yardımcı oluyor. Geliştirilen ikinci versiyon, yüz ifadelerini tanımlama yeteneklerini kullanarak otizmli çocukların etkileşimleri konusunda daha fazla fikir sahibi olabilmeyi öngörüyor. Uygulamayla desteklenen teknoloji, anlamakta zorluk çeken çocuklara diğer insanların mimiklerini anlamakta fayda sağlıyor ve böylece çocuklar ile daha etkili iletişim kurulabiliyor.
Xbox adaptif konsol
https://www.youtube.com/watch?v=9fcK19CAjWM
Microsoft tarafından fiziksel engelli kullanıcılara hitap eden konsol, bir ana ünite ve eklentiler ile Xbox One oynayan engelli oyuncular için kolaylık sağlıyor. Adaptive Controller, üzerinde birkaç düğme ve kontroller için büyük yuvarlak alanları bulunan büyük beyaz bir yapıya sahip. Cihazın arka tarafında bulunan girişler ile cihaza ek birçok joystick bağlanabiliyor. Bu şekilde cihaz kişiye göre özelleştirilebiliyor. Böylece çocuklar bilgisayar oyunlarından kopmuyor.
Merdiven çıkabilen tekerlekli sandalye
https://www.youtube.com/watch?v=CzsnByh9c7w
İsviçreli bilim insanlarının ürettiği tekerlekli sandalye Scewo, kompakt yapısı ve merdiven tırmanabilen sistemiyle fiziksel engelleri ortadan kaldırıyor.Scalevo, sahip olduğu paletli tekerlek sistemiyle birlikte, tekerlekli sandalye kullanıcılarının kullanmaktan mahrum olduğu merdivenleri kullanmasını mümkün kılıyor. Bu paletler, sadece sandalye kullanıcılarının dilediği zaman sandalyede bulundukları bölmeden çıkıyorlar ve çalışmaya başlıyorlar. Paletlerin kullanılmadığı zamanlarda arka tarafta bulunan bölmelere girmeleri, ağırlıklarından dolayı 2 tekerleği bulunan tekerlekli sandalyenin dengede kalmasına yardımcı oluyor.
Robotik Kostümler
Fransız bilim insanları tarafından geliştirilen ve beyin dalgaları sayesinde yönetilebilen robotik elbise, felçliler için yeni bir umut oldu.Beynine yerleştirilen sensörler sayesinde giydiği özel kıyafetlere komut verebilen engelliler, bu kıyafet sayesinde yerlerinden hareket edebiliyor. Yaklaşık 5 kilogram olan kostüm kas görevi görerek, kaslarını kontrol edemeyen hastaların hareket etmesini sağlıyor.
WeWalk Akıllı Baston
https://www.youtube.com/watch?v=_J2ElxL7Stw
Sıradaki inovasyon Türk mühendisler tarafından geliştirildi ve Amerika’nın inovasyon alanındaki en prestijli ödüllerinden biri olan Edison Altın Ödülü’ne sahip. Aynı zamanda Time Dergisi tarafından 2019’un en iyi icatlarından biri olarak seçildi.
Google Haritalar ve Alexa sesli asistanla entegre çalışan akıllı baston WeWALK, birçok teknolojik yenilik sunuyor. USB girişinden şarj edilebilen batarya, engelleri algılayan ultrasonik sensor, titreşimli uyarı motorlarının yanında, dokunmatik yüzeyi ve bluetooth bağlantısı sayesinde görme engellilerin telefonlarını ellerine almadan kullanabilmesini sağlıyor.
Bluetooth ile cep telefonuna bağlanan WeWALK, touchpad üzerinden telefon kontrolü sağlayarak bir elin tamamen boşta kalmasına imkan veriyor. Bu sayede günlük hayatta görme engellilerin toplu taşıma araçlarına binerken, kalabalık bir caddede yürürken veya bir merdivende yaşadıkları denge problemlerini de en aza indirmiş oluyor.
Wheelmap//Wheelmate Uygulaması
Wheelmap uygulaması, tekerlekli sandalye kullanıcılarına bir harita üzerinden en yoğun kullanılan mekanların engelli kullanımına uygun olup olmadığını işaretliyor. Tekerlekli sandalye kullanıcıları harita sayesinde gidecekleri mekanın engelli dostu olup olmadığını öğrenebiliyor. Örneğin restoran, bar, kafe ve sinemalarda asansör, engelli rampası, engelli tuvaleti, engelli parka olup olmadığını uygulama sayesinde öğrenebiliyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin günlerdir konuşulan ve etkisinin ne olacağı merak konusu olan tartışmalı yasayı imzaladı. Buna göre 1 Temmuz 2020’den itibaren teknolojik cihazlarda yerli yazılım şartı uygulanacak. Peki bu karar ne ifade ediyor ve etkileri ne olacak?
Başta Amerika ve Uzak Doğulu markalar olmak üzere birçok teknoloji devini zora sokacak bir karar Rusya’dan geldi. Son günlerde bu kararın onaylanıp onaylanmayacağı ve onaylanması halinde nasıl bir sonuç çıkacağı teknoloji çevrelerinde en çok konuşulan konuydu. Vladimir Putin tüm bu soru işaretlerini gidererek karara imza attı.
Karara göre 1 Temmuz 2020’den itibaren Rusya’da Rus yazılımına sahip olmayan teknolojik cihazların kullanımı yasaklanacak. Bu karar Apple, Samsung ve Huawei gibi markalar için oldukça üzücü oldu. Zira Rus yazılımlarını kullanmayan hiçbir marka 144 milyon nüfuslu ülkede satılamayacak.
Rusya, bilgi sızdırma, casusluk gibi endişeler ve yerli teknolojinin yaygınlaşması amacıyla geçirilen bu karar sonrası, teknolojik ürünlerde yabancı yazılımın sona erdirilmesini hedefliyor. Bunun sonraki aşamalarında ise yerli yazılım, teknoloji ve üretim çalışmaları ağırlık kazanacak. Fakat bu durum Rusya’ya ithalat yapan teknoloji markaları için bir şok niteliğinde. Bundan sonraki süreçte ihracatçı markalar ya Rus yazılımını kullanacak ya da Rusya’da satış yapamayacak.
Yasaya göre ülkede satılan tüm akıllı telefon, bilgisayar ve akıllı televizyonların fabrika ayarı olarak Rus yazılımlarıyla çalışması gerekecek.
Yasanın hangi ürünleri kapsayacağı ve yazılımların söz konusu cihazlara yükleme sürecine ilişkin detayların Rus hükümeti tarafından belirlenmesini öngören yasayla buna uymayan şirketlere de ağır para cezalarının verilmesi planlanıyor.
Rus yetkililer, yasayla Rus bilişim şirketlerinin daha rekabetçi hale geleceğini ve tüketici haklarının da korunacağını savunurken, bazı uzmanlar yasanın Rus bilişim sektöründe karmaşaya neden olacağına dikkati çekiyor.
Rusya\’da satılan yabancı menşeli telefonlarda Rus yapımı arama motoru ve mesajlaşma uygulamalarının yer alması bir süre önce de gündeme gelmişti. Söz konusu girişime Yandex, Mail.ru gibi Rus teknoloji şirketleri destek verirken, Apple, Samsung ve Huawei gibi şirketler karşı çıkmıştı. Teknoloji devlerinin bu karara tepkisi ise oldukça merak ediliyor.
Merakla beklenen ikonik film serisi James Bond’un ‘No Time to Die’ isimli 25. filminin ilk tanıtım videosu yayınlandı.
Çekimleri biten ve gösterim için gün sayan James Bond serisinin 25. filmi aksiyon severleri heyecanlandırmaya başladı bile. Bugüne kadar serinin en çok spekülasyon yaratan filmi olarak şimdiden adından bolca söz ettiren No Time to Die, devasa bütçesiyle ‘en pahalı Bond filmi’ olma ünvanına da sahip oldu.
Daniel Craig’in son Bond filmi olması nedeniyle de oldukça konuşulan film, hayranları için de oldukça önemli bir yer ediniyor. Bond karakteriyle özdeşleşen başarılı aktör, No Time to Die filmiyle seriye veda edecek.
Cary Joji Fukunaga’nın yönetmen koltuğunda oturduğu filmde, Craig’e birçok ünlü isim de eşlik ediyor. Rami Malek, Ana de Armas, Léa Seydoux, Ralph Fiennes, Christoph Waltz ve Jeffrey Wright, No Time to Die’ın oyuncu kadrosunda yer alacak.
İlk fragmanı 4 Aralık’ta yayınlanacak olan filmde, Bond’un CIA’den eski arkadaşı Felix Leiter’ın yardım isteğine kayıtsız kalmaması üzerine sakin ve huzurlu hayatını kenara bırakıp kendini aksiyonun için bıraktığı anları izleyeceğiz. Sahip olduğu üstün ve tehlikeli teknolojilerle tüm dünyayı tehdit eden gizemli bir adamın peşine düşmesini konu edinecek film 8 Nisan 2020 tarihinde seyircilerle buluşacak.
Bohemian Rapsody isimli filmde Freddie Mercury rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında Oscar ödülüne layık görülen Rami Malek’i James Bond No Time to Die’da bu sefer kötü adam rolünde izleyeceğiz.
Çin’de 1 Aralık’tan itibaren ülkede yeni bir cep telefonu veya hücresel veri sözleşmesi yapacak olanların kimlik kartlarının yanı sıra yüz tanıma verilerini de ibraz etmesi gerekecek.
Çinli yetkililer, bu uygulamanın dolandırıcılığı ve sahteciliği engellemek amacıyla yapıldığını savunuyor. Bunun dışında gizlilik sorunları da bu sistemin temelinde bulunuyor. Çin’in etnik azınlıkları izlemek ve baskı altına almak için yüz tanıma teknolojisinden yararlandığı biliniyor. Buna ek olarak, kara listeye alınan kişilerin takibi için de bu teknoloji kullanılıyor.
Çin’in doğrulama sürecinin ardından yüz tarama verilerini silip silmeyeceği bilinmiyor.
Teknoloji bakanlığı, sıradan telefon kullanıcıları için \’güvenliğin artırılmasının\’ yeni düzenin amaçlarından biri olduğunu söylese de, aslında bu sebep daha fazla kişisel bilgi sızıntısı gerçekleşebileceği için Çinli internet kullanıcıları tarafından olumsuz olarak değerlendiriliyor.
Türkiye\’de 1.5 milyondan fazla üyesi olan online dizi ve film izleme uygulaması Netflix, Türkiye\’de çocukları uygun olmayan içeriklerden korumak için PIN kodu uygulamasına geçme kararı aldı.
Netflix, yayınlanan yapımların ebeveyn kontrolü ile ilgili bir açıklama yayınladı. Netflix, yapılan yayınlarla ilgili ebeveyn kontrolünü artırma kararı aldı. Konuyla ilgili olarak Netflix sözcüsü şu açıklamalarda bulundu:
\”Netflix olarak yıllardır ebeveynlere çocuklarının izledikleri yapımları denetleme olanağı sunuyoruz. Ancak yetkililerle yaptığımız görüşmelerin ardından Türkiye\’de sunduğumuz ebeveyn kontrollerini güçlendirme kararı aldık. Artık üyelerimiz yetişkinlik düzeyi 18 yaş ve üzeri olarak belirlenmiş yapımları bir PIN kodu ile koruma altına alma imkanına sahip olacak. Dünyanın farklı noktalarında bu ve benzeri uygulamalara başvuruyoruz. Amacımız, kreatif özgürlük sunmaya devam ederken çocuklarımızı yaşlarına uygun olmayan içeriklerden koruyabilmek.\”
Ülkemizde madencilerin çalışma koşulları ve güvenliği oldukça tartışmalı. Ancak teknolojiyle birlikte madencilerin daha sağlıklı ve güvenli ortamlarda çalışmaları için yeni sistemler de geliştirilmeye devam ediyor. Bunlardan biri de Wipelot sistemi.
Endüstri 4.0’ın temelini oluşturan endüstriyel IoT sektöründe çalışmalarını sürdüren Okyanus Teknoloji’nin geliştirdiği Wipelot, Türkiye’nin ilk kablosuz konum tabanlı çalışan güvenliği sistemine sahip. Bu sayede kilometrelerce karelik büyüklükteki maden ocaklarında güvenle çalışabilme olanağı sunabiliyor.
Wipelot; çalışma ortamının uygunluğunu, çalışanların konumunu, araçları, ekipmanları ve demirbaşların yerleri de dahil olmak üzere pek çok farklı unsuru takip edebiliyor. Takip ettiği veriler sayesinde hangisinin ne kadar kullanılır durumda olduğunu tespit edebildiği için madenlerde her türlü süreci kontrol altına almaya yarıyor.
Okyanus Teknoloji CEO’su Rifat Ok, Wipelot’un maden ortamlarında riskli durumların oluşmasını engellemeye de destek olduğunu belirtirken, ayrıca bu sistemin anlık değerlere göre de gerekli durumlarda uyarı verdiğinden bahsetti. Ok sözlerine, ihtiyaç halinde çalışanların da cihaz üzerindeki SOS düğmesine basarak yardım isteyebildiğini de ekledi.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) istatistiklerine göre Türkiye’de her yıl yaklaşık 70 binin üzerinde iş kazası meydana geliyor. Riskli sektörler arasında madencilik de yer alıyor. 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında madenlerde çalışma ortamının ve çalışanların konumunun anlık olarak takip edilmesinin kritik düzeyde önem taşıdığına dikkat çeken Okyanus Teknoloji CEO’su Rifat Ok, bu sayede çalışanların ne kadar süre hareketsiz kaldığını ya da ortamda ani bir değişim gerçekleştiğini algılayarak acil müdahalede bulunmanın mümkün olduğunu vurguladı.
Wipelot ile, madenlerdeki iş süreçlerinin daha güvenli, kontrollü ve kolay ilerlemesine imkan tanıdıklarını belirten Okyanus Teknolojileri CEO’su Rifat Ok sözlerine şunları da ekledi: “Bu teknoloji ile çalışanların yaşadığı olası bir tehlike veya kaza anında hareketsizlik, darbe veya düşmeyi algılayarak alarm sistemini devreye sokuyor ve işçinin yerini belirleyerek acil duruma hızla müdahale edilebilmesini sağlıyoruz. Çalışanlar ihtiyaç halinde taşıdıkları cihaz üzerindeki SOS düğmesine basarak yardım talebinde de bulunabiliyor”.
Narcos, yakında FilmBox ayrıcalığı ile TV ekranlarında olacak. Önde gelen film ve dizi kanalı FilmBox, Narcos\’un tüm sezonlarını TV ekranlarına getirecek.
Uluslararası medya kuruluşu SPI International bünyesinde yer alan önde gelen film ve dizi kanalı FilmBox, sürükleyici öyküsü ve etkileyici sahneleriyle son zamanların en başarılı dizileri arasında gösterilen NARCOS’u, Türk TV izleyicilerine sunuyor. Devletlere kafa tutacak kadar güçlenen uyuşturucu baronlarının ve onlara karşı verilen kanun mücadelesinin konu edildiği Narcos\’un tüm sezonları, FilmBox ayrıcalığıyla Türk televizyon izleyicileriyle buluşacak.
Narcos, seçkin TV platformları TV+ Kanal 20, KabloTV Kanal 336, D-Smart Kanal 19 ve Vodafone TV üzerinde yer alan FilmBox kanallarında, her hafta iki bölümle yayında olacak. Dizinin yeni bölümleri, her Salı ve Perşembe, saat 21:30’da ekranlara gelecek. Cumartesi ve Pazar akşamları ise, kaçıranlar için iki bölüm üst üste tekrar yayınları gerçekleşecek. Bölümler yayın sonrasında ayrıca, FilmBox Live websitesi ve uygulaması üzerinden de izlenebilecek.
Dizinin Narcos adıyla bilinen ilk üç sezonu ile Narcos: Mexico isimli dördüncü sezonu, televizyonlara FilmBox farkıyla gelecek. SPI International, Narcos\’u Türkiye’nin yanı sıra Polonya, Benelüks ülkeleri ve Orta Doğu’yu kapsayan geniş bir coğrafyada da TV izleyicisine sunacak.
Narcos\’un ilk iki sezonunda, Pablo Escobar’ın hayatını ve suç örgütü Medellin Kartelini, üçüncü sezonunda ise bir diğer suç örgütü Cali Karteline karşı verilen kanun mücadelesini izleyeceğiz. Narcos: Mexico isimli dördüncü sezon ise suça karşı mücadeleyi Meksika’ya taşıyor. Gerçek kişi ve olaylardan uyarlanan dizi, öykü içerisindeki iyi ve kötü karakterlerin yaşantısına da odaklanıyor. Uyuşturucu baronu Pablo Escobar, kanun adamları Javier Pena ve Steve Murphy gibi gerçek kişilerin yanı sıra, dönemin devlet yöneticileri, iş ve medya dünyası mensupları da diziye konu ediliyor.
Samsung’un, QLED ürün grubunu geliştirirken öncelik verdiği konuların başında ekran yanması sorununun çözümü geliyor. Şirketin bu kararlılığının en büyük göstergesi ise İnorganik Quantum Dot teknolojisi sayesinde ekran yanmasının yaşanmadığı dayanıklı QLED TV çözümleri sunarak, tüketicilere 10 yıl boyunca ekran yanmasına karşı garanti vermesi…
Günümüzde artık son teknolojiye sahip televizyonlar çözünürlük, renk ve parlaklık alanlarında şimdiye kadar hiç olmadığı kadar sınırları zorluyor. Ancak tüketiciler bazen, televizyonlarında görmeyi hiç arzu etmedikleri ekran yanması sorunuyla karşılaşabiliyorlar. Görüntü yapışması ya da hareketsiz halde uzun süre kaldıktan sonra ekranda görüntünün izinin kalması olarak tanımlanan ekran yanması sorunu, televizyon karşısındaki keyfi önemli ölçüde etkiliyor. Ekranda sabit kalan görüntü bazen kendi kendine düzelse de çoğu kez kalıcı bir zarar veriyor. Ekrandaki bu kalıntılar ve hasarlar uzun süre televizyon izlenmesi durumunda gözlerde rahatsızlıklara da yol açabiliyor. Fakat daha da önemlisi, tüketicilerle televizyon piyasası arasındaki güven ilişkisini olumsuz etkiliyor.
Samsung, tüketicilerin ekran yanması konusundaki endişelerini gidererek, ürettiği ürünlere koşulsuz güven duyulacak özellikler katmak için çalışıyor. Bu süreçte Samsung’un günümüzün TV teknolojilerinin eksikliklerini giderme kararlılığında en küçük bir azalmaya izin vermemesi büyük önem taşıyor.
Samsung, QLED ürün grubunu geliştirirken ekran yanması sorununun çözümüne öncelikli konuları arasında yer veriyor. Şirketin QLED inovasyonu konusundaki kararlılığı ve ürünlerine duyduğu güven, teknolojinin her bir parçasını yaratırken tüketicilere verdiği önceliğe dayanıyor. Bu kararlılığın en büyük göstergesi ise Samsung QLED TV’lerin 10 yıl boyunca ekran yanmasına karşı garanti kapsamında olması. İnorganik Quantum Dot’lar sayesinde QLED TV’lerde ekran yanması sorunu yaşanmıyor.
