Ana Sayfa Blog Sayfa 1226

Huawei P Smart Pro tanıtıldı

0

Huawei yeni orta segment akıllı telefonu P Smart Pro’yu tanıttı. Çinli şirketin, internet sitesi üzerinden detaylarını paylaştığı telefon 48MP kamerasıyla dikkat çekti.

ABD ile arasında bulunan ticari ve ekonomik gerginliklerle gündeme sık sık gelen şirket, çıkardığı bütçe dostu ve üst segment akıllı telefonları ile de adından söz ettirmeyi başarıyor. Huawei’nin yeni tanıttığı P Smart Pro şirketin daha önce piyasaya sürdüğü Y9s modeliyle benzerlik taşıyor.

Huawei’nin internet sitesi üzerinden tanıttığı P Smart Pro, Kirin 710’dan gücünü alıyor. Cihazın en çok dikkat çeken özelliklerinden bir diğeri ise arka tarafta bulunan 48 MP’lik kamerası oldu. Cihazın ayrıca ana kamerası 8 MP ultra geniş açı lense ve bir adet de 2 MP’lik derinlik algılayıcı sensöre sahip. Ön tarafta ise 16 MP’lik bir pop-up kamera bulunuyor.

6,59 inçlik LCD bir ekranla gelen cihazın parmak izi okuyucusu yan tarafta bulunuyor.

Huawei P smart Pro teknik özellikleri
Ekran: 6,59 inçlik (1080 x 2340 piksel) IPS LCD ekran
İşlemci: Hisilicon Kirin 710F
RAM: 6 GB
Depolama: 128 GB UFS 2.1
Arka Kamera: 48 MP (f/1,8) geniş açılı sensör, 8 MP (f/2,4) ultra geniş açılı sensör, 2 MP (f/2,4) derinlik sensörü
Ön Kamera: 16 MP (f/2,2) HDR sensör
Batarya: 4000 mAh
Bağlantı: GSM / HSPA / LTE, GPS + GLONASS, Wi-Fi 802, USB Type-C
İşletim Sistemi: Android 9.0 Pie tabanlı EMUI 9.1
Renkler: Siyah, Kristal, gradyan renk
Boyutlar: 163,1 x 77,2 x 8,8 mm
Ağırlık: 206 gram

Huawei’nin yeni tanıttığı P Smart Pro çoğu Avrupa ülkesinde satışa çıktı. Cihazın fiyatı ise 350 €.

5 dakikadan fazla oturulamayan tuvalet tasarladı

0
Çalışanların tuvalette geçirdikleri zamanı bile hesaplayan işverenlerin yardımına, yaklaşık 13 derecelik açıyla öne doğru eğik tasarlanmış bir tuvalet koştu. Bu tasarım beş dakikadan uzun süre oturmayı zorlaştırıyor. Tasarım tepkileri de beraberinde getirdi.
Sputnik\’in haberine göre merkezi İngiltere Staffordshire’da bulunan \’StandardToilet\’ şirketinin aynı adı taşıyan tasarımı, ofislerde ve kamusal alanlarda kullanılmak amacıyla geliştirildi. Mahabir Gill imzası taşıyan bu tuvalet, alışıldık örneklerinden farklı olarak 13 derece bir eğime sahip. Bu da bacaklarda bir gerilime neden oluyor ve üzerinde fazla vakit geçirmeyi imkânsız kılıyor.
\"The
Şirket, fiyatları 150 ile 500 pound (yaklaşık 1.160 TL ile 3.870 TL) arasında değişen bu tuvaletler için yerel konseylerden ve yol üstündeki benzin istasyonlarından hatırı sayılır miktarda talep aldıklarını belirtti. Şirket, çalışanların tuvalette geçirdikleri zamanın verimliliği azalttığını düşünen ofis yöneticilerini de hedeflediklerini kaydetti.

\’Eninde sonunda kalkmak isteyeceksiniz\’

Mahabir Gill, “Sadece İngiltere’de çalışanların mola sürelerini uzatması sektöre 4 milyon sterline mal oluyor” dedi.

Dünyanın \’en yalnız tuvaleti\’: 2.600 metre yükseklikte bir uçurumun kenarında duruyor

Çalışanların da aklını çelmek isteyen Gill, eğik tuvaletin duruşu düzeltmek, bacak kaslarını çalıştırarak iskelet-kas bozukluklarını hafifletmek, geleneksel tuvaletlerin yol açtığı hemoroit gibi soruları azaltmak şeklinde sağlığa faydalı yanları olduğunu da savundu.13 derecelik eğikliğin zor ancak zararsız olduğunu belirten Gill, “Bundan daha fazlası sorunlara yol açabilir. 13 derece çok da zahmetli değil ama eninde sonunda kalkmak isteyeceksiniz” diye konuştu.

Yetkililer Android krizi için Google ofisinde bir araya geldi

0

Google ve Android krizi tırmanırken bugün taraflar, orta yolu bulabilmek adına Google’ın İstanbul ofisinde bir toplantı düzenledi. Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği Başkanı Mustafa Kemal Turnacı, derneğin yönetim kurulu üyeleri ve Google yetkilileri toplantıya katılan taraflar arasındaydı. 

Geçtiğimiz günlerde Rekabet Kurumu “haksız rekabete yol açtığı” gerekçesiyle teknoloji devi Google’a ceza kesmiş, şirket ise bunun üzerine Türkiye’deki iş ortaklarına bir yazı göndererek ülke içerisinde Android lisansını durduracağını açıklamıştı. Buna bağlı olarak bazı markaların yeni Android ürünlerini Türkiye’ye getirmeyecekleri veya Türkiye pazarından çekilecekleri iddia edilmişti.  

Milliyet’in haberine göre bugün tırmanan Android krizine bağlı olarak Google’ın İstanbul ofisinde kritik bir buluşma gerçekleşti. Toplantıda Google yetkilileri ve Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği Başkanı ile yönetim kurulu üyeleri bir araya geldi. Toplantıda kriz süreci değerlendirildi ve dernek üyeleri orta yolu bulmaya çalıştı. Dernek, yarın Rekabet Kurumu’yla da bir görüşme düzenleyecek.  

Taraflar daha önce açıklama yapmıştı 

Rekabet Kurumu’nun kestiği ceza ve Google’ın yerel iş ortaklarına yazdığı mektubun ardından şirket, geçtiğimiz günlerde tekrar “İş ortaklarımız ve kullanıcılarımız için bir güncelleme” başlığıyla açıklama yayınlamıştıGoogle şirket olarak konunun olabildiğince hızlı şekilde çözümü için Rekabet Kurumu ile birlikte çalışmayı sürdürdüklerini belirttiği açıklamada “Türkiye’de hızlı şekilde kanunlarla uyumlu biçimde çalışmak bizim için büyük önem taşıdığından, iş ortaklarımızla temasa geçerek kendilerini Türkiye’de yeni çıkacak Android cihaz modellerini onaylamayı durdurmak zorunda olduğumuz doğrultusunda bilgilendirdik. Bu, Türkiye’de yeni cihaz modellerinin Google servisleri ile pazara sunulamayacağı anlamına geliyor. Halihazırda mevcut modellerin satışı ve çalışması ise normal şekilde devam edecek” sözlerine yer vermişti.  

Bu açıklamanın ardından Rekabet Kurumu, Google’a 07.11.2019 itibariyle kanunda belirtildiği şekilde günlük bazda ceza kesmeye başladıklarını açıklamış ve “Gelinen noktada Google’ın, diğer ülkelerde yaptığı gibi, Kurulumuz kararında yer alan yükümlülükleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmesi gerekmektedir” demişti.  

Türkiye Bilişim Derneği Başkanı Rahmi Aktepe ise Google’ın bu kararının Türkiye’deki gelişmelerin önünde de bir sıkıntı olabileceğine işaret etmiş ve tarafların anlaşma yolu bulacaklarını umduğunu belirtmişti.  

Öte yandan Türkiye’ye yeni ürünlerini getirmeyeceği ve pazardan çekileceği iddia edilen Samsung, bu iddiaları yalanlamış ve konunun takipçisi olduklarını belirterek şirketin Türkiye için 2020 planlarını sürdürdüğünü ifade etmişti.  

Instagram e-sigara, tütün ve silah içeren sponsorlu paylaşımları kaldıracak

0

Sosyal medya devi Instagraminfluencer’lar tarafından sponsorlu olarak yapılan tütün, silah ve e-sigaralı paylaşımları silmeye başlayacağını açıkladı. Şirket bununla beraber marka iş birlikleri için yeni bir süreç geliştiriyor olduklarını da duyurdu. 

Instagram, platform üzerinden yapılan sponsorlu içerikler için daha sıkı önlemler almaya başlayacağını açıkladı. Sosyal medya şirketi, bugün yapılan açıklamada influencer’lar tarafından hazırlanan e-sigara, tütün ve silahla ilgili sponsorlu içerikleri kaldıracağını bildirdi. Şirket ayrıca, alkol ve diyet ürünleri gibi ürünlerin tanıtımını da kısıtlayacak. Bu tip tanıtımlarda, içerik üreticiler ürünleri kimlerin görebileceğine göre kullanıcıların yaşına dayanan kısıtlamalar getirebilecek.  

Sosyal medya devi, geçtiğimiz ay başında uygulamaya yeni kullanıcıların kayıt olurken doğum tarihlerini girmek zorunda olduğu bir özellik eklediklerini de duyurmuştu. Yaşa dayalı yapılan kısıtlamalar bu özellik sayesinde mümkün olacak. Kayıt sırasında kullanıcıların girdikleri verilerin ne kadar doğru ve güvenilir olduğu ise hala tartışma konusu. 

Şirket, marka iş birliklerine aracı olan bir özelliği de platforma ekleyecek 

Sponsorlu içeriklere getirilen bu kısıtlamayla birlikte Instagram, marka iş birlikleri için de bünyesine yeni bir özellik ekleyeceğini belirtti. Sosyal medya devi, Facebook’un influencer’lar ve marka iş birlikleri için platforma eklediği ‘Brand Collabs Manager’ özelliğini Instagram yaratıcılarından oluşan belli bir gruba açacak. Bu grup; iş birlikleriyle ilgili fikrini paylaşabilecek, markalarla etkileşime girebilecek ve hedef kitleye uygun potansiyel marka ortaklıkları kurabilecek.  

Bu yeniliğin influencer ve marka iş birlikleriyle ilgili önemli bir değişim yaratması bekleniyor. Bugüne kadar influencer’lar etkileşim oranları ve istatistiklerini markalara ekran görüntüleri veya üçüncü taraf uygulamalara hesaplarına erişim izni verme yoluyla gösteriyorlardı. Artık Instagram’ın seçili grubu içerisindeki ‘yaratıcılar’, Facebook’un var olan özelliği aracılığıyla yeni anlaşmalar yapabilecek, ortaklıkları yönetebilecek ve görüşlerini ortaklara otomatik olarak bildirebilecek.  

Influencer’ların bugüne kadar yaptığı işleri kendi bünyesinde bir hizmet olarak sunmaya başlayan sosyal medya devinin yapılan paylaşımlar konusunda daha sorumlu davranması da beklentiler arasında. Sponsorlu içeriklerle ilgili getirilen kısıtlamaların bunun sebebi olarak geliştiği düşünülüyor.  

Instagram’ın yıl içerisinde beğeni sayıları gibi bazı istatistikleri ve etkileşim verilerini kullanıcılara kapatmasından bu yana böyle bir hamle yapması bekleniyordu.  

Siz Bana Birini Andıramoid

0

Ne güzel evde sakin bir Pazar geçiriyorken gelen haberle hepimiz irkildik. Rekabet Kurumu\’nun 7 Aralık 2019 tarihli kararı gündeme bomba gibi düşmese de 14 Aralık 2019\’da \’sızan\’ Google ultimatomu ile gündemimiz değişti.

Bizimkisi Bir Aşk Hikayesi

Hatırlamadığınıza eminim ama seyrüsefer uygulamasını severek kullandığımız Yandex\’in 2015 tarihli bir başvurusu olmuştu. İşte bu Yandex\’in pek de fazla kullanıcısı olmayan(en azından Türkiye\’de) bir de arama motoru var ve Google\’ın haksız rekabeti ile karşı karşıya oldukları iddiasıyla Rekabet Kurumuna başvurmuşlar. Bunun sonucunda Rekabet Kurumu\’na ne yaptıysa yaranamayan Google, günlük 1,5 milyon liraya varan cezalar ile karşı karşıya kalınca çözümü ülkemize bundan sonra girecek yeni telefon modellerinde yer almayacağını açıklamakta buldu.

Rekabet Kurumu, Türkiye\’de tüketici hakları konusunda çok önemli bir yere sahip. Bu kurumun aldığı kilit kararlar sayesinde firmalar ortak hareket edip tüketici fiyatlarını şişiremiyor veya haksız rekabetle pazar paylarını yerinden oynatılamaz hale getiremiyor. Bununla kısıtlı olmasa da kurumun benzer bir takım hedefleri var.

Bu bağlamda Rekabet Kurumu\’nun da Google\’ın ön yüklü gelen uygulama paketininin bir kısmını (ana ekrandaki Google Arama Çubuğu ve tarayıcıda ön yüklü gelen Google araması fonksiyonu) haksız rekabet görmesini doğru buluyorum. Çünkü bu paketin kurulması Google\’ın Ticari Android İşletim Sistemi(TAİS)\’nin yaygınlığını da düşünürsek ciddi bir avantaj sağlıyorlar ve tekel konumlarını koruyorlar. Ve bunu da Google\’ın TAİS\’ini telefonlarında kullanmak için bir ön koşul olarak sundukları için bunun bilinçli bir faaliyet olduğunu da söylemek yanlış olmayacaktır.

Diğer yandan ticari bir işletme olan Yandex\’in serzenişini de haklı bulmamak elde değil. Bir zamanlar Türkiye\’de satılan Windows Phone\’ların değişmez arama motoru sağlayıcısı da oldukları için Google\’ın Android telefonlarda ön yüklü olmasının ne kadar ciddi bir tehdit olduğunu sanırım en iyi onlar bilir.

Ayrıca arama motoru işinde şöyle bir yumurta-tavuk ikilemi vardır: arama motorları ne kadar çok kullanılırsa o kadar iyi sonuç verirken iyi sonuç vermeleri de daha çok kullanılmalarını sağlar. Bu ikilem sebebiyle Yandex gibi az kullanılan servislerin sonuç kalitesi maalesef asla Google gibi pazar liderlerine erişemez ve kullanım oranlarını yükseltemedikleri için sonuç kalitesi de asla pazar liderinin geldiği noktaya ulaşamaz. Kabaca izah etmeye çalıştığım bu yönüyle de rekabet, arama motoru işinin çok ciddi bir derdidir.

Yanlış anlaşılmasın, Google\’ın arama tekeli olmasından sadece Yandex değil, DuckDuckGo ya da Bing arama motorları da müzdarip. Hatta Bing\’in sıkıştığı noktalarda Google sonuçlarını alıp kullandığını da gördü bu gözler. Bu nedenle Yandex\’in yatırım yaptığı ilk dış pazar olarak Türkiye\’de bu tip bir mücadele vermesine şaşırmıyorum.

Bence Sen De Haklısın

Sadece alınan kararlarda ve yapılan tartışmada içime sinmeyen bazı noktalar var.

Mesela bir geliştirici eskisi olarak WebView paketinin Android\’in içindeki münhasırlığının değişmesini istemiş Rekabet Kurumu. Bunun teknik olarak mümkün olabileceğini düşünmüyorum zira artık tarayıcı bileşenleri işletim sisteminin bir parçası haline gelmiş durumda. WebView olmadan pek çok uygulamanın Android üzerinde çalışamayacağını da hatırlatmam lazım.

Yine Rekabet Kurumu\’nun Chrome, Google arama çubuğu, hatta onlarla da yetinmesinler Gmail, YouTube gibi bileşen ve uygulamaları ön yükleme dayatmasını engellemesi fikrini uygun görsem de Play Store için aynısını söyleyemem.

Play Store\’da olup da kendi cihazının uygulama mağazasında olmayan uygulamaya erişmek isteyen kullanıcılar bir yolunu bulup Play Store\’u cihazına kuruyor. Play Store\’u Google\’ın sitesinden indirip telefona atmak mümkün olmadığı için genelde belirsiz bir kaynaktan içeriği şüpheli bir uygulamayı kuran kullanıcımız pek çok güvenlik tehdidine de açık hale geliyor.

İşin bir de ekonomik boyutu var ve Samsung ya da Huawei bu açıdan çok da umurumda değil. Her ne kadar %100 yerli olmasa da, yerli üreticinin Android Go sürümlü telefonlarını giriş seviyesi akıllı telefon müşterilerine sık sık öneren bendeniz, bunların akibetinden de endişe duyuyorum.

Yerli üretici için Android Açık Kaynak sürümünü kullanmanın bir çare olduğunu düşünebilirsiniz. Çinli Huawei\’nin HarmonyOS\’unun başarısı ya da Android dışı Linux tabanlı çözümlere de yönelebilirler pekala (Sailfish OS ya da KaiOS gibi). Uygulamaların yönettiği dünyamızda bunların hiç biri maalesef kullanıcının en yüksek faydasına olmayacak, en son çıkan hyper-casual-zaman-tüketiciden mahrum kalan kullanıcıların sonuçta karanlık yolu seçeceği aşikar.

Avrupa Birliğinde benzer sorunlarla karşılaşan Google\’ın bizim memlekette de benzer bir çözüme gideceğini tahmin ediyorum. Orada çözüm Android paketini ücretli hale getirmek ve yükü başka yollardan hafifletilen cihaz üreticisinin bu ücretleri üstlenmesi olmuştu. Sağ eliyle verip sol eliyle geri alan Google\’ın bizde de benzer bir çözüme gideceğini öngörmek zor değil. Yine de bu Samsung\’un 2020 modellerini Türkiye\’de satmayacağı dedikodularının hızlıca yayılmasının önüne geçemedi.

Sözün özü, TL;DR,

Google bugün arama motoru ve mobil işletim sistemi pazarında bir tekeldir. Bu konumunu korumak için Türkiye\’de Rekabet Kurumu ile uzlaşmanın bir yolunu elbet bulacaktır. Dileğimi ise Twitter\’da bir kullanıcının yaptığı yorum özetlensin: filler tepişirken çimenleri fazla ezmesin yeter.

Not 1: Yazının içindeki haberleri sondan başlayıp geriye doğru okumak için şu makaleden başlamanızı öneririm. Rekabet Kurumunun ilgili açıklaması şurada.

Not 2: Yazar bu satırları yazarken tabii ki Google bir zeytin dalı uzatarak uzun zamandır devletimizin pek çok kurumdan istediği \’sunucuları Türkiye\’ye taşımak\’ adına önemli bir adım attığını duyurdu. Bu da işin seyirinin nereye doğru gideceğine dair bir işaret değil de nedir?

Türkiye’nin En Çok Güvenilen 10 Kurumu Belli Oldu

0

Konsersus’un yapmış olduğu araştırmada Türkiye’nin en çok güvendiği kurumlar belli oldu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü açıklanan listede birinci sırada yer alıyor.

Konsersus Araştırma ve Danışmanlık şirketi gerçekleştirmiş olduğu kamuoyu araştırması sonucunda Türkiye’nin en güvenilen 10 kurumunu belirledi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yıllardır birinci olduğu listenin ilk sırasında, bu sene Meteoroloji Genel Müdürlüğü olması insanları şaşırttı.

Fatih Altaylı’nın paylaştığı Türkiye’nin en çok güvendiği kurumlar listesi ise şu şekilde:

1. Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2. Türk Hava Kurumu
3. Türk Silahlı Kuvvetleri
4. Devlet Hastaneleri
5. Devlet Okulları
6. Orman Genel Müdürlüğü
7. Devlet Üniversiteleri
8. Polis ve Emniyet Güçleri
9. Belediyeler
10. Devlet Kurumları

Şirketlerin fidye yazılımına karşı atması gereken 4 adım

0

Her ay yaklaşık 1,5 milyon kimlik avı dolandırıcılığı sitesinin oluşturulduğu dijital dünyada, geçen yıl sadece 850 milyondan fazla fidye yazılımı virüsü tespit edildi. Siber güvenliğe yönelik tehditlerin ciddiyetini sergileyen bu rakamlara dikkat çeken Komtera Teknoloji Kanal Satış Direktörü Gürsel Tursun, şirketlerin fidye yazılımı saldırılarına karşı etkili sonuçlar alması için gereken 4 adımı sıralıyor.

Bulaştığı sistemler üzerindeki verilere erişimi engelleyerek şirketlerden para talep eden fidye yazılımı, şirketleri her geçen gün daha da köşeye sıkıştırıyor. Her ay yaklaşık 1,5 milyon kimlik avı dolandırıcılığı sitesinin oluşturulduğu dijital dünyada, sadece geçen yıl 850 milyondan fazla fidye yazılımı virüsünün tespit edilmesi, şirketlerin siber güvenliklerine yönelik büyük tehditler yaratıyor. Saldırganların kurumsal ağlarda yer edinmesini önlemek için, şirketlerin güçlü yama politikalarına, çalışanlarını bilinçlendirmesine ve koruyucu güvenlik programlarına kesinlikle ihtiyacı olduğunu belirten Komtera Teknoloji Kanal Satış Direktörü Gürsel Tursun, şirketlerin bu tür saldırılar sonrasında verilerini geri kazanabilmesi için etkili 4 adımı uygulaması gerekiyor.

1.Adım: İzole edin. Başka bir şey yapmadan önce, virüslü cihazların ağdan kaldırıldığından emin olun. Fiziksel bir ağ bağlantısı varsa, onları bu bağlantıdan çıkarın. Kablosuz bir ağdaysa, kablosuz yönlendiriciyi kapatın. Ayrıca, verileri kaydetmek için kullanacağınız doğrudan bağlı tüm depolama alanlarını da çıkarın. Amacınızın, virüsün yayılmasını önlemek olduğunu unutmayın.

2.Adım: Tanımlayın. Bu adım genellikle göz ardı edilir. Saldırının ne olduğunu bulmak için birkaç dakika harcayarak, ne tür fidye yazılımı bulaştığını, fidye yazılımının bulaştığı dosyaları tespit edin. Saldırının boyutunu tanımladıktan sonra, bulunduğunuz durumu daha net görebilir, olay müdahaleleriniz daha etkin gerçekleştirebilirsiniz.

3.Adım: Raporlayın. Birçok güvenlik uzmanının çekinmesi veya zaman kısıtlamaları nedeniyle göz ardı ettiği başka bir adım ise saldırı raporlamalarıdır. Şirketler, fidye yazılım saldırısını bildirerek, diğer kuruluşların da benzer durumlardan kaçınmasına yardımcı olabilir. Gelecekteki saldırılara yönelik savunmaları güçlendirecek detayları verebilir.

4.Adım: Kurtarın. Genel olarak, bir fidye yazılımı saldırısından kurtulmak için üç seçenek vardır. İlk seçenek, hiçbir şirkete kesinlikle önerilmeyen saldırgan tarafından talep edilen fidyenin ödenmesidir. İkinci seçenek ise yapılacak işlemlerin çok zaman alması nedeniyle tercih edilmeyen fidye yazılımlarının kaldırılma yoludur. Diğer seçenekler arasında en kolay ve en güvenli kurtarma yöntemi, virüslü sistemlerin silinip yeniden oluşturulması seçeneğidir. Şirketlerin, yeniden yapılandırmada dikkat etmesi gereken önemli noktanın şifrelemeye neden olan fidye yazılımlarından hiçbir iz kalmadığına emin olmasıdır.

Komtera Teknoloji Hakkında:

Komtera Teknoloji, 20 yılı aşkın tecrübesiyle, bilginin güvenliği ve gizliliği konusunda mevcut/potansiyel zafiyetleri ve risk/tehdit unsurlarını ortadan kaldırmak üzere alanında uzman bilgi güvenlik çözümleri üreticilerinin distribütörlüğünü yürütmektedir. Bu çözümler birbirleriyle entegre olabilen ve KOBİ’lerden büyük işletmelere kadar farklı ihtiyaçları karşılayabilecek çözümlerdir.

Uygulama güvenlik duvarı, mobil cihaz kontrolü, e-posta güvenliği, web güvenliği, saldırı önleme, kimlik yönetimi ve iki faktörlü doğrulama, veri tabanı güvenliği, veri şifreleme, zafiyet yönetimi, kullanıcı denetimi ve kontrolü, veri sızıntısı önleme, ağ erişim kontrolü, güvenlik olay yönetimi gibi farklı çözümler bulunmaktadır.

Huawei Nova 5T Türkiye\’de satışa çıktı

0

Huawei’nin geçen Ağustos ayında düzenlediği etkinlikte tanıttığı ve Honor 20’nin muadili olarak adlandırılan akıllı telefon Nova 5T, Türkiye’de de satışa çıktı.

Cihaz 6.26 inç, 1080 x 2340 piksel çözünürlüğünde IPS LCD ekranla birlikte kullanıcı karşısına çıkıyor. Ön kamerası çentikli bir yapıya sahip değil ve kamera ekranın altına gizlenmiş durumda, bu tasarım sayesinde ekran bütünlüğü korunmuş oluyor.

Cihazın yan tarafına yerleştirilmiş olan parmak izi okuyucusu ise telefonu kolaylıkla tek elle kullanabilmeye olanak sağlıyor. Kirin 980 işlemcisinden güç alan cihaza, 6GB RAM ve 128GB depolama kapasitesi eşlik ediyor.

Cihazın arka tarafına bakıldığında ise, üç boyutlu efektin uygulandığı bir kasa kullanıcı ile buluşturuluyor. Dörtlü arka kameraya sahip olan Nova 5T, dikey formda ve 48MP süper hd lens, 16MP süper geniş açılı kamera, 2MP makro lens ve 2MP bokeh lensleri taşıyor. Cihaz, bu kamera sistemiyle kullanıcıya fotoğraftaki detayları daha net yakalayabilme imkanı sunuyor. Ön tarafta ise 32MP’lik yapay zeka destekli bir kamera mevcut. Daha parlak, daha net selfie deneyimi sunan bu cihaz aynı zamanda AI teknolojisi sayesinde arka planı optimize ediyor, bununla birlikte pozlama ve arka aydınlatmayı da dengelemiş oluyor. AI görüntü sabitleme (AIS), otomatik pozlama kilidi (AEL), otomatik odaklama kilidi (AFL) gibi gelişmiş yapay zeka fotoğrafçılık teknolojisi görüntülerin keskin ve detaylı olmasını sağlıyor. AI HDR+ algoritmasıyla karanlıkta bile etkileyici portre çekimler yapılabiliyor.
Kirin 980 AI işlemcisi, 6GB RAM, 128GB dahili depolamaya sahip olan Huawei NOVA 5T’nin batarya kapasitesi 3750 mAh. 22.5w Huawei SuperCharge desteği sayesinde pil 30 dakikada yüzde 50 şarj seviyesine ulaşıyor. EMUI 9.1 işletim sistemi üzerinde çalışan telefonun mor, mavi ve siyah renkleri bulunuyor.

Türkiye’de satışa sunulan cihazın fiyatı ise 4.499 TL.

Facebook karıştığı tüm skandallara rağmen gücünü artırıyor 

0

Facebook geçtiğimiz yıl tarihinin belki de en korkunç dönemini yaşadı. Yaşanan tüm skandallar ve atılan yasal adımlara rağmen sosyal medya devi, gün geçtikçe büyümeye devam ediyor.

Belki de en zor dönemini geçiren Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, geçtiğimiz yıl takım elbise ve kravatıyla Amerikan mahkemelerinde saatlerce soruları yanıtlamış ve soğuk terler dökmüştü. Kanun yapıcılar halihazırda şirkete nefret gruplarının organize olmasına izin verdiği, çocuk istismarına zemin hazırladığı, veri gizliliğini ihlal ettiği ve yanıltıcı siyasi reklamlara müsaade ettiği gerekçesiyle öfkeliydi.  

Tüm bunlarla beraber Facebook’un yeni kripto para birimi girişimi olan Libra duyuruldu ve yetkililer şimdi de bunun finansal olarak bir tahribat yaratması ihtimali konusunda endişeli. Kaliforniyalı Demokrat RepMaxine Waters, konuyla ilgili olarak şirketin yeni girişimiyle ilgili daha fazla ilerlemeye geçmeden önce halihazırda var olan problemler için bir adım atması gerektiğine işaret etti.  

Yaşanan skandallar ve şirketin sık sık Washington’da göz önüne gelmesi gündemdeki problemler listesine yenilerini ekledi. Fakat tüm bunların hiçbiri sosyal medya devini  büyümekten alıkoymadı. Her ay yaklaşık 2,8 milyar kişi Facebook veya onun bünyesinde olan Messenger, Instagram ve WhatsApp’ı kullanmaya devam ediyor. Bir yıl öncesine kadar ise bu kullanıcıların yalnızca %8’i Facebook’un online hizmetlerinden en az birini kullanıyordu.  

Bununla birlikte şirket bu süreçte Amerika’da yeni bir flört uygulaması geliştirdiğini, video konuşması hattını genişlettiğini, yeni bir haber hizmetini test etmeye başladığını ve sanal gerçeklik yatırımını ikiye katladığını açıklayarak geliştirdiği yeni özellikleri duyurmaktan da geri kalmadı. Sosyal medya devi, yeni girişimi Libra’nın yasal düzenlemelerle ilgili onay alınmadan piyasaya sürülmeyeceğini söylese de yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen giderek daha da güçlü bir pozisyona yerleşecek gibi gözüküyor.  

Neler olmuştu? 

Facebook yeni bir sayfa açtığına yetkilileri ikna etmek istiyor olsa da geçtiğimiz yıl içerisinde ardı ardına pek çok skandala imza attı. Platform üzerinden temsilciler meclisi başkanı Nancy Pelosi’nin sarhoş olduğu izlenimini veren içeriğiyle oynanmış sahte bir video paylaşılmıştı ve çalışanlar ancak milyonlarca izlenmenin ardından içeriğin yanlış olduğunu tespit ederek kaldırmayı başarabilmişti. Bununla birlikte kişisel verileri yeterince koruyamadığı gerekçesiyle pek çok kez eleştirilerin hedefi haline gelen sosyal medya şirketi, veri gizliliğiyle ilgili yasal adımlar atılmasına da davetiye çıkarmıştı.

Yine, New York Times’ta yayınlanan bir araştırma bazı kötü niyetli kişilerin çocukların cinsel istismarına yol açan görselleri oluşturmak ve paylaşmak için Facebook’u kullandığını ortaya koymuştu. Yeni Zelanda’da iki ayrı camide 51 kişinin öldürülmesine sebep olan bir katliamın görüntüleri ise aynı şekilde platform üzerinden canlı bir şekilde yayınlanmıştı. Bu gelişme de nefret suçlarının yayılması için sosyal medya platformlarının nasıl kullanıldığını bir kez daha gözler önüne sermişti. 

Şirket seçim süreçlerinde de platform üzerinden yayınlanan ve politikacıların yalan söylemelerine müsaade eden siyasi reklamlar için pek çok eleştiri almıştı. 

Yaşanan tüm olumsuzlukların ardından Zuckerberg, yapılacak hiçbir yasal düzenlemeye karşı olmadığını ve eğer konu veri güvenliği, incitici içerik veya kötü niyetli kullanımsa yasa yapıcı ve yöneticileri daha aktif bir rol almaya davet ettiğini açıklamıştı.  

Netflix açıkladı: RTÜK sansür talebinde bulunmadı

0

İnternet yayınlarının RTÜK denetimi altına alınmasından sonra Netflix’te bulunan içeriklere sansür uygulanacağı iddiasına Netflix Türkiye yetkilisinden açıklama geldi. Açıklamada RTÜK’ün hiçbir dizi ya da film için sansür talebinde bulunmadığı belirtildi.

Cumhuriyet\’ten Şehriban Kıraç\’ın haberine göre, başrollerini Beren Saat ve mehmet Günsür’ün paylaştığı, kadrosunda Metin Akdülger, Melisa Şenolsun, Tim Seyfi, Başak Köklükaya, Cihan Canova ve Meral Çetinkaya’nın da bulunduğu Netflix’in ikinci orijinal Türk dizisi Atiye’nin galası dün gerçekleşti. Galaya katılan Netflix Türkiye iletişim Müdürü Artanç Savaş bir konuşma yaptı ve akıllarda soru işaretleri oluşturan ‘‘Netflix’e sansür mü geliyor?’’ sorusunu yanıtladı.

Ankara’da RTÜK’ü sık sık ziyaret ettiklerini açıklayan Savaş sansür sorusuna şu şekilde cevap verdi: ‘’Son 1 yılda RTÜK\’ü sık sık Ankara\’da ziyaret ettik, uzun süren görüşmelerimiz oldu. Ancak bizden hiçbir dizi ya da filmle ilgili sansür talebinde bulunmadılar. Çocukların ulaşabileceği içerikler üzerine konuştuk. Bu konuyu da ebeveyn kilidiyle çözdük. Bu uygulamayı Türkiye dışında talep eden çok az ülke var.\”

Netflix’in 2020 yılı için zam yapacağı konusuna ise Netflix Türkiye İletişim Müdürü Savaş, bu yıl abonelik ücretlerine zam yapmayacaklarını anlatarak \”Fiyatlarımız bu yıl 2 liralık zamla 19.99 ve 41.99 olarak güncellendi\” dedi.