Ana Sayfa Blog Sayfa 1232

ABD-Çin arasındaki ticaret savaşını sona erdirecek anlaşmaya varıldı

0

ABD Başkanı Trump, Çin ve ABD arasında 17 aydır süren ve tüm dünyayı etkileyen \”ticaret savaşları\” ile ilgili açıklama yaptı. Donald Trump, Twitter\’dan yapığı açıklamayla birinci faz ticaret anlaşması üzerinde uzlaştıklarını ikinci faza geçileceğini duyurdu. 

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, Twitter\’dan yaptığı açıklamada, Çin ile birinci faz anlaşma turunun tamamlandığını aktardı. Trump, anlaşmayı şöyle duyurdu: \”Çin ile çok geniş kapsamlı bir Birinci Faz Anlaşma üzerinde fikir birliğine vardık. Çin, bazı yapısal değişiklikler ve büyük miktarda tarım ürünü, enerji, işlenmiş ürünler ve daha birçok malın büyük miktarda satın alımı için mutabık kaldı.\”

Trump attığı bir diğer tweet ile de ikinci faz için müzakerelere başlayacaklarını şu sözlerle aktardı: \”İkinci Faz Anlaşma için bir an önce müzakerelere başlayacağız, 2020 seçimlerine kadar beklemeyeceğiz. Bu herkes için muhteşem bir anlaşma. Teşekkürler.\”

İki ülke arasında süren müzakerelerde anlaşma sağlanamasaydı, ABD\’nin Çin\’e yönelik yeni gümrük vergileri 15 Aralık Pazar günü yürürlüğe girecekti.

Planlandığı gibi teni gümrük vergileri 15 Aralık\’ta yürürlüğe girseydi, Çin\’de menşeili kıyafet, oyuncak ve  akıllı telefon gibi ürünler, yüksek vergi oranlarıyla satışa çıkacaktı.  Anlaşmaya göre, ABD Çin ürünlerine getirdiği 360 milyar dolarlık gümrük vergisinde büyük bir indirime gidecek. Karşılığında ise Çin, ABD\’den büyük miktarda soya, kümes hayvanı ve diğer tarımsal ürünlerden satın alacak.

Apple ve Huawei\’in geleceği ne olacak?

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşından en çok etkilenen kuşkusuz Çinli teknoloji devi Huawei olmuştu. Huawei, geçtiğimiz mayıs ayında ABD hükümeti tarafından casusluk yapmakla suçlanmış ve ABD’li şirketlerin Huawei kullanmasına yasak getirilmişti. Amerika Birleşik Devletleri\’nin yaptırım listesine koyduğu Huawei ulusal güvenlik gerekçesiyle kara listeye alınmış, Google ise ABD Ticaret Bakanlığı\’yla ortak çalışacağını belirterek Çinli Teknoloji şirketi Huawei\’in lisansını iptal etmişti.

ABD\’den kararlar karşısında bir misilleme de Çin\’den gelmişti.Çin Hükümeti yapmış olduğu açıklamalarda  önce Apple\’a yasak getirmiş ardından da hiçbir devlet kurumunda ABD yapımı teknoloji ürünleri kullanılamayacağını açıklamıştı.

\”Çin, ABD yapımı teknolojileri kullanmayı da yasakladı\” haberini okumak için tıklayınız.

ABD ile Çin arasında eriyen buzların Huawei ve Apple için neler getireceği ise henüz bilinmiyor. Ülkeler arasında süren müzakereler teknoloji devlerinin geleceğini oldukça önemli bir şekilde etkileyecek gibi duruyor. Aksi halde markalar çok önemli iki pazar olan ABD ve Çin pazarlarında daha büyük sorunlar yaşaması söz konusu olabilir.

\”Huawei’ye bir yasak da İspanya’dan geldi\” haberini okumak için tıklayınız.

 

Devletleri Hedef Alan Siber Saldırıların Domain\’leri Türkiye\’ye Ait Gözüküyor

0

Tüm dünyada yaygınlaşan siber saldırıların yeni hedefi devletler ve kamu kuruluşları oldu. Siber güvenlik uzmanları şu ana dek devlet ve devlet kurumlarına yönelik 22 saldırı girişimi tespit etti. Kamu kurumlarını hedef alan sanal dolandırıcılık hareketi tüm dünyada yayılmaya devam ediyor. Saldırının arkasında kimlerin olduğu henüz tespit edilemese de saldırganlara ait site domain\’leri Türkiye ve Romanya\’da gözüküyor. 

Türk kullanıcıların banka ve kredi kartı bilgilerinin satılma konusunu gündeme getiren ZDNet Türkiye\’nin de konu olduğu, Devlet ve devlet kuruluşlarını hedef alan yeni bir siber saldırı haberini gündeme getirdi.  Habere göre araştırmacılar tarafından ortaya çıkarılan bir siber dolandırıcılık kampanyası, dünya genelinde hükümetleri ve hükümetlere bağlı kurum ve ticari hizmetleri hedef alıyor. Yapılan siber saldırı kurbanların kullanıcı girişi bilgilerini çalmayı amaçlıyor. ABD, Kanada, Çin, Avustralya ve İsveç gibi pek çok ülkede 22’den fazla kurumu mağdur eden saldırı, elektronik posta yoluyla gerçekleştiriliyor. Bu elektronik posta içerisinde, kişilerden kullanıcı adı ve şifrelerini girmeleri istenen bir bağlantıya tıklamaları talep ediliyor. Kullanıcı girişi bilgilerini paylaşan herkes, kimliği belirsiz siber suçlulara hesaplarına giriş olanağı vermiş oluyor. 

Kampanya yakın dönemde Amerikalı siber güvenlik şirketi Anomali’deki siber güvenlik araştırmacıları tarafından keşfedildi ve detaylandırıldı. Saldırının oldukça ‘inatçı’ bir kampanya olduğu belirtilirken, arkasında kimlerin olabileceği veya nihai amaçlarının ne olduğu hala merak konusu. Kurumsal bir casusluk girişimi olabileceği de tahminler arasında. 

Saldırının en çok görüldüğü ülke Amerika Birleşik Devletleri 

Anomali’nin siber tehdit istihbarat analisti Sara Moore, hareketin potansiyel ihale teklifçilerinin rekabetini sonlandırma veya hükümet tedarikçileri için daha uzun süreli anlaşmaya varma çabasında olan düşmanlarla ilgili olabileceğini söyledi.  

Saldırıların çoğu hükümet birimlerine odaklansa da bazıları hedeflenen kurumlara bağlı tedarik ve lojistik firmalarına yönelik de olabiliyor. Kampanyanın şu ana kadar en yüksek oranda görüldüğü ülke Amerika Birleşik Devletleri olurken, ABD Enerji Bakanlığı, ABD Ticaret Bakanlığı ve ABD Gazi İşleri Bakanlığı saldırılardan etkilenen kurumlar arasında. 

Sahte bağlantı, doküman ve bilgiler gerçeğine birebir benziyor 

Saldırının arkasındaki kişiler her bir hedefine gönderdiği özgün tuzaklar konusunda çok dikkatli davranıyor. Elektronik postalar birimlerin ihale veya tedarik aktiviteleriyle ilgiliymiş gibi görünen sahte dokümanlar içeriyor. Her bir saldırıda, elektronik postalar hedef birimin bulunduğu ülkenin ana dilinde gönderiliyor. Çoğunlukla hedef kişi sahte bir doküman açmaya teşvik ediliyor ve doküman kullanıcıyı sahte bir siteye yönlendiren gömülü bir bağlantı içeriyor. Elektronik posta ve dokümanlar gibi, bu sahte dolandırıcılık siteleri de hedeflenen şirketin veya kurumun kullandığına birebir benzerlik gösteriyor. Web-sitelerinin isimleri, bilgi ve dokümanlar oldukça gerçekçi görünüyor ve hedef kişi herhangi bir şüpheye düşmüyor.  

Domain\’ler Türkiye ve Romanya\’da Görünüyor

Kampanyayı yürüten kişiler henüz bilinmese de site ‘domain’leri Türkiye ve Romanya’da görünüyor. Fakat siber suçlular dünya üzerindeki herhangi bir ülkeden sanal dolandırıcılık siteleri kurabildikleri için bu veri de şüphelilerle ilgili bir bilgiyi ortaya koymada yetersiz kalıyor. 

Anomali\’nin araştırmaları süresince 62 ‘domain’ ve 122 sanal dolandırıcılık sitesi açığa çıkarıldı. Kurumların siber tehditler ve bu tarz saldırıların detaylarıyla ilgili bilgi sağlayan istihbarat ve araştırma alanlarına erişimi olduğundan emin olmaları gerektiğini belirten Moore, “Suçluların tespit edilmesi, engellenmesi ve gereken cevabın verilmesi adına kurumlar, istihbarat ve soruşturma alanlarını kendi güvenlik altyapılarıyla entegre edebiliyor olmalılar” dedi. Moore, sanal güvenlik farkındalığı eğitimlerinin çalışanlara şüpheli dolandırıcılık saldırılarını nasıl fark edebileceklerini ve bildirebileceklerini öğrettiğini vurgularken, bu tarz eğitimlerin hayati olduğunu da sözlerine ekledi.  

Türkiye’de de benzer bir saldırı görülmüştü 

Tekno Safari olarak geçtiğimiz günlerde takipçisi olduğumuz ve size aktardığımız üzere yakın zamanda Türkiye’de de benzer bir siber dolandırıcılık olayı gündeme gelmişti. 455 bin kredi kartı bilgisinin çalınıp internet üzerinden satıldığı iddia edilmişti. Sızdırılan verilerin kart numarası, kart üzerindeki isim, son kullanım tarihi ve CVV kodunun yanı sıra e-posta adresi ve telefon numarası gibi bilgileri de içerdiği bildirilmişti. Bununla birlikte söz konusu sızıntının 2019’daki en büyük ikinci veri ihlali ve siber güvenlik krizi olduğu da dile getirilmişti. Bu sızıntının finansal bir aracı kuruluş tarafından mı, yoksa e-ticaret platformlarından mı kaynaklandığı henüz bilinmiyor. 

Türk kullanıcılara ait banka ve kredi kartı bilgilerinin çalınması konusundaki haberimiz için tıklayınız.

Mekanın Sahibi YouTube\’dan Kaldırıldı

0

Norm Ender\’in büyük bir geri dönüş yaptığı ve günümüz rapçilerine mesaj verdiği şarkısı Mekanın Sahibi YouTube\’dan kaldırıldı. Daha önce Mekanın Sahibi şarkısı Spotify’dan kaldırılmış ve şarkının çalıntı olduğu iddiaları ortaya atılmıştı. Şarkının YouTube\’dan kaldırılmasıyla bu iddialar tekrar gündeme geldi.  

Norm Ender Mekanın Sahibi YouTube’tan kaldırıldı!

Mekanın Sahibi şarkısını YouTube üzerinden aratan kullanıcıların “Bu video, Dum Money Entertainment tarafından gelen bir telif hakkı hak talebi nedeniyle artık kullanılamıyor” uyarısı ile karşılaşıyor.

\"norm-ender-in-mekanin-sahibi-sarkisi-youtube-dan-kaldirildi-661598-1.\"

Norm Ender\’den yanıt

Twitter hesabından attığı tweet ile olaya tepki gösteren Norm Ender\’in açıklaması şu şekilde: \”Diss atıyorum telif atıyorlar, telif atsam diss atabilirler mi acaba?\”

Norm Ender\’in tweet\’i kosa sürede çok sayıda beğeni ve retweet aldı.

https://twitter.com/NormEnder/status/1205534250839269376?s=20

Daha Önce Spotidy\’dan kaldırılmıştı

Norm Ender\’in uzun bir aradan tekrar karşımıza çıktığı şarkısı Mekanın Sahibi, Young Slatt & B Stakk Feat Peewee Longway tarafından seslendirilen “Work My Move” isimli parçaya benzetilerek şarkının çalıntı olduğu iddia edilmişti. \”Work My Love\” şarkısı ocakta yayınlanmış Norm Ender\’in şarkısı ise temmuz ayında yayınlanmıştı. Norm Ender açıklama yaparak, şarkısının siber saldırı sonucu Spotify\’dan kaldırıldığını ifade etmişti. Daha sonra şarkı tekrar Spotify\’a eklenmişti.

Mekanın Sahibi Spotify\’dan kaldırıldı haberi için tıklayınız.

Norm Ender Mekanın Sahibi Spotify\’da en çok dinlenen ikinci şarkı

Önceki hafta Spotify tarafından 2019 trendleri açıklanmıştı. Mekanın Sahibi yılın en çok dinlenen ikinci şarkısı olmuş ve müzikseverler tarafından ne denli yoğun ilgi gördüğünü göstermişti. Şarkı ayrıca YouTube\’da da en çok dinlenenler arasındaydı.

Spotify 2019 trendleri için tıklayınız.

Samsung Galaxy Fold 1 Milyon Satış Adedine Ulaştı

0

Samsung’un başkanı Young Sohn dün Almanya’daki bir etkinlikte şirketin 1 milyon ‘Galaxy Fold’ sattığını söyledi.  

Başkan Sohn, Samsung’un katlanabilir akıllı telefonu olan ‘Galaxy Fold’un piyasaya sürülüşünden bu yana 1 milyon sattığını açıkladı. Sohn bu satış rakamının, şirketin devam eden problemlere rağmen telefonu piyasaya sürme kararının doğru olduğuna dair bir kanıt olabileceğine işaret etti.

Yine de bazı analistlere göre 1 milyon, ürünleri piyasaya sürdüğü ilk aylarda birkaç milyona ulaşan Samsung için beklentinin altında bir rakam. Fakat ‘Galaxy Fold’, dünyadaki ilk katlanabilir akıllı telefon ve 2000 dolar değerinde. Bununla birlikte, Samsung geçen ilkbahardaki geri dönüşlerden sonra telefondaki tasarım hatalarını düzeltmek için aylar harcadı ve bu yüzden akıllı telefonun piyasaya sürülmesi aylarca gecikti. Bu gecikmenin ardından telefon, ancak Eylül ayında piyasaya sürülebilmişti. Bu bağlamda düşünülünce pek çok kişi 1 milyonun etkileyici ve iyi bir sayı olduğunu söylüyor. 

İddialar aksi yönde 

Kore haber ajansı Yonhap ise telefonun bu sayıda satmadığını söylemişti. Yine bazı iddialar, telefonun şu ana kadar 500 binin de altında bir rakamda satıldığı yönündeydi. Sohn yaptığı bu açıklamayla, bu iddialara da yanıt vermiş oldu. 

Diyabet hastaları için gerekli insülin seviyesini otomatik ayarlayabilen yazılım ABD\’de onaylandı

0

Diyabet hastalarının kendi tedavilerine göre kişiselleştirebildikleri insülin seviyelerini otomatik olarak ayarlayan yeni bir yazılımın kullanımı FDA tarafından onaylandı. Kullanıcılar cihaza, 2020’nin Ocak ayında erişebilecek.  

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi, yeni kapalı devre insülin verici cihazları 1. tip diyabet hastaları için onayladı. ‘Control-IQ’ ismi verilen ve Tandem Diyabet Bakımı tarafından üretilen teknoloji, kan şekeri sensörlerine ve insülin pompalarına bu değerlerin yükselmesi, düşmesi veya kan şekeri seviyesine göre insülin vermeyi durdurması için otomatik olarak bağlanıyor. 1. tip diyabet hastalarının vücutları kan şekerlerini düzenleyen insülini üretemiyor ve bunu günlük olarak dış bir kaynaktan almaya ihtiyaç duyuyorlar. Şu anda mevcut cihazlarda hastalar, gün boyunca aldıkları insülin miktarını el ile ayarlamak durumundalar. Fakat bu yeni teknoloji ile kullanıcılar ihtiyaç duyulan miktarı otomatik olarak ayarlaması için cihaza güvenebilecek.

Cihaz diğer verici ve pompalarla uyumlu çalışabiliyor 

Yeni yazılımın benzerlerinden en büyük farkı, diğer cihazlarla uyumlu bir şekilde çalışabiliyor olması. Yani ‘Tandem Diyabet Bakımı’ isimli kurum tarafından üretilen cihaz, farklı tip insülin pompaları ve glikoz sensörleriyle de birlikte kullanılabilecek. Bu da kullanıcıların artık sadece kurumun cihazlarını almaya mecbur olmadığı ve diğer sensör ve pompaları kullanarak kendileri için kişiselleştirilmiş bir sistem kurabilecekleri anlamına geliyor.  

Yazılım aynı zamanda kullanıcının kan şekeri seviyesi çok yükselirse otomatik olarak doğru dozda insülini sağlayabiliyor. Bu da yazılımı, ‘asgari oran’ olarak da bilinen düşük bir orandaki insülini devamlı olarak kullanıcıya sağlamayı hedefleyen piyasadaki diğer kapalı devre vericilerden ayrıştırıyor.

Cihaz kullanıcıları daha nadir düşük ve yüksek kan şekeri deneyimliyor 

Tandem Diyabet Bakımı’nın ‘t:slim X2’ isimli insülin cihazından ‘Control-IQ’ yazılımını halihazırda kullananlar, sürümü Ocak 2020’de otomatik ve ücretsiz olarak yükseltebilecek. ‘The New England Journal of Medicine’a göre bu cihazları kullanan hastalarda daha az düşük veya yüksek kan şekeri olayına rastlanıyor.  Piyasadaki ilk kapalı devre sistemi üreten tıbbi cihaz şirketi Medtronic de kendi cihazları için aynı özellikteki ek bir özelliği test ediyor.  

E-Arşiv Fatura için son tarih 1 Ocak 2020

0

Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ ile Ocak 2020 itibariyle e-Arşiv Fatura uygulamasına geçme zorunluluğu getirildi. Yaklaşık 100 bin işletmenin e-arşiv uygulamasına geçeceği tahmin ediliyor.

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından e-dönüşüm alanında kapsamlı bir düzenleme yapıldı. Resmi Gazete’de yayımlanan 509 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olmayan mükelleflerce, 1/1/2020 tarihinden itibaren düzenlenecek faturaların, vergiler dahil toplam tutarının 30 Bin TL’yi (vergi mükelleflerine düzenlenenler açısından vergiler dahil 5 Bin TL’yi) aşması halinde, söz konusu faturaların, “e-Arşiv Fatura” olarak GİB tarafından sunulan e-Belge düzenleme portali üzerinden düzenlenmesi zorunlu hale getirildi.

Şahıs firması sahipleri e-imza ile e-fatura kullanabiliyor

Tebliğ ile e-Fatura uygulamasına geçme zorunluluğu bulunan mükellefler aynı zamanda e-Arşiv Fatura uygulamasına da geçmeleri zorunlu. E-ticaret paydaşı olan internet satış platformları, internet ortamında ilan yayınlayanlar ve internet reklam aracıları, e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamasına geçmek zorunda. Gelir vergisi mükellefleri olan şahıs firması sahipleri e-imza ile e-fatura, kurumlar vergisine tabii tüzel statülü şirketler mali mühür ile e-fatura kullanabiliyor.

Sigortacılık ve akaryakıt sektörünü de bağlıyor

Sigorta, emeklilik ve reasürans şirketlerinin sigorta poliçeleri ile sigorta komisyon gider belgelerini, bankaların dekont belgesini, yetkili döviz müesseselerinin de döviz alım-satım belgelerini ve tüm mükelleflerce kullanılan gider pusulası belgesinin e-Belge olarak düzenleyecekler. Akaryakıt istasyonları dahil olmak üzere EPDK’dan akaryakıt sektöründe faaliyette bulunmaya ilişkin lisans alan tüm mükelleflere Tebliğde öngörülen geçiş zamanlarında e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-İrsaliye ve e-Defter uygulamalarına geçiş zorunluluğu getirildi.

Regülasyonlar e-dönüşümü hızlandırıyor

Türkiye’de iş yapış modellerini değiştiren e-dönüşüm stratejisinin, regülasyonlar ve uygulamaları kullanan kurumların sayısı ile birlikte her geçen gün arttığına dikkat çeken E-GÜVEN Genel Müdürü Can Orhun, “E-dönüşüm çalışmaları, en küçük firmadan en büyüğüne kadar hızla yayılıyor. İş gücü ve maliyetten tasarruf edilmesinin önünü açan uygulamalar iş süreçlerinin hızlanmasına da olanak tanıyor. 2005 yılında e-imza kanununun yürürlüğe girmesiyle başlayan süreçte önemli mesafeler alındı. E-imza, ıslak imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahip ve elektronik ortamda gerçekleşen işlemlerde kişilerin kimlik bilgilerinin doğruluğunu garantiliyor. Kamudan özel sektöre, bankacılıktan e-ticarete, kurum içi sözleşmelerden ihale süreçlerine her türlü işlemin tasarruflu, güvenli ve hızlı yapılmasını sağlıyor. Ocak ayından itibaren geçerli olacak yeni düzenlemeyle şirketler zamanın yanı sıra; kâğıt, postalama harcamaları gibi kalemlerden tasarruf sağlayacaklar.” bilgisini verdi.

Sigara İçen Sürücüyü Yüzünden Tanıyan Yapay Zeka Teknolojisi

0

İTÜ OTAM (İstanbul Teknik Üniversitesi Otomotiv Teknolojileri Araştırma Geliştirme
Merkezi), otomotiv teknolojilerine yönelik önemli bir projeyi daha hayata geçirdi. İTÜ ARI Teknokent’te yer alan PIXSelect isimli teknogirişim şirketiyle ortak bir proje geliştiren İTÜ OTAM, sürüş esnasında sigara içen, telefonla konuşan, uyuyan veya emniyet kemerini bağlamayan sürücüleri yapay zekayla tespit edebilecek. Aracın dikiz aynasında yer alan yüksek çözünürlüklü kamerayla sürücüyü takip eden sistem, elde edilen görüntülerin yapay zeka tarafından analiz edilerek sürücüyü ve merkezi uyarmasına dayanıyor.

Otomotiv firmalarına yönelik test çözümleri sunan İTÜ OTAM (İstanbul Teknik Üniversitesi Otomotiv Teknolojileri Araştırma Geliştirme Merkezi), test laboratuvarlarında ileri teknolojiyi kullanarak otomotiv endüstrisine yönelik önemli hizmetlerini sürdürüyor. İTÜ OTAM son olarak, İTÜ ARI Teknokent’te yer alan PIXSelect isimli teknogirişim şirketiyle birlikte ‘Yapay Zeka Sürücü Davranışlarını İzleme’ projesini hayata geçirdi. Aracın dikiz aynasında yer alan yüksek çözünürlüklü kamerayla sürücüyü takip eden sistem, elde edilen görüntülerin yapay zeka tarafından analiz edilerek sürücüyü ve merkezi uyarmasına dayanıyor. Sürücünün hareket halinde sigara içtiğini, telefonla konuştuğunu, uyukladığını veya emniyet kemerini bağlamadığını algılayabilen yapay zeka teknolojisi, kamera görüntülerini merkeze ileterek anlık uyarılarda bulunuyor.

Big data’yı işleyerek firmalara sunacak
Geçtiğimiz Ekim ayından itibaren İTÜ OTAM bünyesindeki test sürücülerinin, dinamometreler üzerinde 3 vardiya araç sürdüğünü ve bu durumun sürücülerle ilgili ciddi bir ‘big data’ ortaya çıkardığını belirten İTÜ OTAM Genel Müdürü Ekrem Özcan, “İşte bu big data\”yı, işlemek üzere teknogirişim firmalarıyla ortak projeler üretiyoruz. ‘Yapay Zeka ile Sürücü Davranışları İzleme’ projemizi de İTÜ ARI Teknokent firmalarından PIXSelect ile birlikte geliştiriyoruz. Yapay zeka ile paylaştığımız data arttıkça, zeka seviyesi artıyor, daha hızlı tespit edebiliyor. OTAM\’da testlerini yürüttüğümüz ve kullandığımız bu teknolojik çözüm ile forklift kullanıcılarından filolarındaki araçların sürücülerine kadar diğer firmalarımızın ihtiyacını karşılamaya da hazırız” diye konuştu.

Yerli teknogirişim PIXSelect

Yapay zeka ve görüntü işleme alanında önemli yetkinliklere sahip olduklarını belirten PIXSelect Genel Müdürü Kerem Yazıcı ise yaptığı açıklamada, “Özellikle görüntü analizinde sürücü davranışları üzerine odaklanmış durumdayız. Sürücünün sigara içmesinden, yorgunluk analizine, trafikte risk oluşturabilecek telefon kullanımına kadar birçok davranışını yapay zeka sayesinde tespit edebiliyoruz. Bu bilgiyi de firmaların izleme merkezlerine anlık olarak bildirebiliyoruz. Yapay zeka üzerine çalışmalarımızı geliştirmek için test altyapısını ve sürücü davranış datalarını bize açan İTÜ OTAM\’a özellikle teşekkürlerimizi iletiyorum” dedi.

Dünyaca ünlü Amerikan Güreşi şirketi WWE\’nin müzikleri artık TikTok videolarında kullanılabilecek

0

Günden güne büyüyen Tiktok\’tan büyük bir hamle daha geldi. Ünlü Amerikan Güreşi Şirketi WWE\’nin, TikTok’a katıldığı açıklandı. Kullanıcılar, favori güreşçileriyle ilgili 30’un üzerinde şarkıya ve güreşçilerle ilgili ögelere uygulama üzerinden erişim sağlayabilecek.  

Amerikalı profesyonel eğlence ve güreş şirketi WWE, resmi olarak ünlü sosyal medya platformu TikTok ile anlaştı. Aynı zamanda 52 milyon abonesiyle dünyanın en popüler YouTube kanallarından birinin de sahibi olan WWE\’nin halihazırda TikTok’ta bir WWE kanalı bulunsa da şirketin TikTok ile olan anlaşması, Amerikan güreşinin sıkı takipçileri için çok sayıda lisanslı şarkıya erişim imkanını da beraberinde getirecek. Kullanıcılar en ünlü güreşçilere ilişkin ögeler içeren 30’un üzerinde şarkı artık tüm dünyada TikTok videolarına eklenebilecek. 

Basın açıklamasında şirketin ikonikleşmiş müziklerini TikTok kullanıcılarına sunarak kendi özgün videolarını yapma imkanı sağladıklarını belirten WWE, bu iş birliğinin sıkı takipçiler için favori süperstarlarıyla bir bağ kurma şansı da yarattığını belirtti. Şirket ayrıca, TikTok kullanıcılarının en nefes kesici ring maçlarından unutulmaz sahne arkası anlarına kadar pek çok favori ana erişimi olacağını ve bununla birlikte platformda yeni bir sayfa açmayı planladıklarını da sözlerine ekledi. 

Kullanıcılar Steve Austin, John Cena ve Becky Lynch gibi pek çok ünlü Amerikan güreşçisiyle özdeşleşmiş şarkıyı TikTok yüklemelerine ekleyebilecek ve belli bir temaya ilişkin bir şarkıyı TikTok müzik arşivinde aratabilecek. Şarkılar henüz Instagram hikayelerinde kullanılamıyor. 

Bununla beraber, WWE diğer sosyal medya platformlarındaki paylaşımlarında olduğu gibi TikTok üzerinden de günlük olarak içerik paylaşacak. Yakın zamanda şirket; Facebook, TwitterYouTube ve kendi platformu üzerinden canlı olarak yayınlanan ‘The Bump’ isimli yeni bir stüdyo dizisine de başlamıştı. 

Veri Güvenliği Krizi Çözüldü Mü? 

TikTok’ın yüz taramasına devam etmesi ise topladığı tüm datalarla bir güvenlik riski oluşturması açısından hala bir tartışma konusu. Ay başında TikTok uygulamasının ana kuruluşu olan ByteDance, genç kullanıcıların verilerini yeterince koruyamadığı gerekçesiyle şirketi mahkemeye veren bir grup ebeveynle uzlaşmaya varmıştı. 

463,378 adet kredi kartı bilgisi nereden ve ne zaman çalındı?

0

Türkiye’den 463,378 adet kredi ve banka kartına ait bilgiler çalınarak, Joker Stash adlı internet mağazası üzerinde satışa sunulması olayı Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Privia Security konu ile ilgili önemli açıklama ve uyarılarda bulundu.

28 Ekim ve 27 Kasım tarihleri arasında 4 part halinde yayınlanan bilgiler, Singapur merkezli bir siber güvenlik şirketi olan Group-IB tarafından tespit edilmiş ve medyaya yansımıştı.

Group-IB araştırmacıları konu ile ilgili yaptıkları açıklamada, Türkiye’ye ait kart bilgilerinin kart mağazalarında çok az görüldüğünden ve bu satışın son 1 yıl içerisinde Türk bankalarıyla ilgili tek büyük satış olduğundan bahsettiler. Ayrıca çalınan kartların yeraltı pazarını izleyen Group-IB araştırmacıları, bu bilgileri sağlayan saldırganların 500.000 $ ‘dan daha fazla miktarda para kazandıklarını tahmin ettiklerini belirttiler. Bu durumla ilgili olarak Group-IB şirketinin Siber Suç Araştırma Başkanı Dmitry Shestakov, saldırganların ele geçirdikleri kart bilgileri arasında son kullanma tarihi, CVC/CVV kodları, kart sahibi adı, e-posta adresi ve telefon numarası bilgilerinin bulunduğunu açıkladı.

Veriler e-ticaret Sitelerinden mi Çalındı?

Konu ile ilgili açıklama yapan Privia Security Kurucusu ve Siber Güvenlik Araştırmacısı Eyüp Çelik, “Verilerin phishing sayfalarından, zararlı yazılımlar aracılığıyla tarayıcılardan veya özel hazırlanmış zararlı kodlar aracılığıyla, saldırıya uğramış internet mağazalarından elde edilmesi muhtemeldir. Kartbilgileri genellikle, üç farklı yol ile elde edilmektedir. Birincisi, bir saldırganın phishing (oltalama) saldırıları gerçekleştirerek, son kullanıcıyı sahte mail bilgilendirmeleri ve sahte banka sayfalarını oluşturup kart bilgilerini elde etmesidir. İkincisi, zararlı yazılım aracılığı ile tarayıcılar üzerinde kaydedilen ya da klavyeden girilen kart bilgilerinin elde edilmesi ve kullanıcıların truva atı saldırısına maruz kalmasıdır. Üçüncüsü ise, kullanıcıların ziyaret ettiği alışveriş sitelere yönelik özel hazırlanmış zararlı kodlar ile verilerin elde edilmesidir. Son bir yıldır sosyal ağlar üzerinde sponsorlu reklamlarla karşımıza gelen özel olarak hazırlanmış sahte banka siteleri, alışveriş hediyeleri, kredi kartı aidatı geri ödeme gibi phishing yöntemi ile hazırlanmış olan sahte paylaşımları görmekteyiz. Bu sahte reklamlar için Twitter ve Facebook gibi ağlara geri bildirimlerde yaparak ilgili hesaplar tespit edildiği ve kapatılsa dahi kısa sürelerde yüz binlerce kişiyi tuzağa düşürdüklerini unutmamamız gerekiyor.

Privia Security yaptığı açıklamada kullanıcıları banka hesaplarında ve kredi kartlarında şüpheli işlem gördükleri takdirde bankalarıyla iletişime geçmeleri konusunda uyardı.

Ne olmuştu?

Türk kredi kartı kullanıcılarına ait verilerin, Deepnet veya Derin İnternet ortamında Joker’s Stash adındaki internet ticareti sitesinde satışa sunuldu. Satış ilanında 10 büyük Türk Bankasına ait yaklaşık 460 bin kaydın yer aldığı görülmüş ve  konu ilk kez, kredi kartı ihlalleriyle ilgili konularda uzmanlaşmış Singapur merkezli Group-IB siber güvenlik kuruluşunun açıklamasıyla duyulmuştu. Tekno Safari olarak ilk günden bu yana hassasiyetle takip ettiğimiz ve kamuoyu ile paylaştığımız konuda BKM ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı açıklama yapmıştı. 

Bakanlık açıklamasını okumak için tıklayınız.

BKM’nin açıklamasını okumak için tıklayınız.

Eset\’in açıklamasını okumak için tıklayınız. 

Bilgisayar Mühendisleri Odası\’ndan \’kredi kart bilgileri çalındı\’ iddiaları üzerine acil çağrı

Bilgisayar Mühendisleri Odası, çalındığı iddia edilen 460 bin kredi kartı sahiplerinin kişisel önlemlerini alabilmeleri için bir an önce konuyla ilgili açıklama yapılmasını, kamuoyunun sağlıklı bir biçimde bilgilendirilmesini istedi.

Yapılan açıklamada, farklı kaynaklardan veritabanı düzeyinde bir sızıntı olasılığının öne çıktığı belirtildi. Bu durumun, kredi kartı bilgisinin saklanması konusundaki yasal yaptırımlara uyulmadığı ve teknik standartların sağlanmadığı anlamına geldiği beilrtilen açıklamada şunlar kaydedildi:

“Ayrıca verinin zaman içerisinde toplanarak paylaşılmış olması oltalama (“phishing”), ortadaki adam (“man-in-the-middle”) ya da javascript tabanlı veri toplama saldırısı olabileceğini de göstermektedir.

Yaşanan olay, her durumda Türkiye’den bugüne kadar yapılan en büyük kredi kartı hırsızlığıdır. Çalıntı kart bilgileriyle harcama yapılmasının ötesinde, ele geçirilen ad-soyadı, telefon, e-posta vb. bilgilerin kullanılmasıyla uzun süreler boyunca sosyal mühendislik atakları da yapılabilecektir. Bu nedenle öncelikle kart kullanıcıları, kendilerine bankaları tarafından bir açıklama yapılana kadar kredi kartlarını İnternet alışverişlerine kapatarak ve alışverişlerinde sanal kart kullanarak önlem alabilirler.

Öte yandan bu ölçekteki bir hırsızlık hakkında ilgili kurumların şu ana kadar yaptığı açıklamalar doyurucu olmaktan uzaktır. Bankalar, USOME ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu başta olmak üzere tüm ilgili kurumlar, kamuoyunu ayrıntılı ve kuşkuya yer vermeyecek biçimde aydınlatan açıklamalar yapmalı; hırsızlığın kaynağı, ölçeği ve etkisini ortaya koyacak kapsamlı bir çalışma hızla başlatmalıdır. Mevcut hırsızlığın yanı sıra aynı yöntemlerle başka verilerin çalınmış olma olasılığına karşı da gereken önlemler bir an önce alınmalıdır.”

Kart bilgilerinin çalınması hakkında haberimizi okumak için tıklayınız.

13. Cuma ve dolunay eşliğinde izlenebilecek en iyi 10 korku filmi

0

Dünya genelinde uğursuzluk getirmesiyle tanınan ‘’13. Cuma’’ özellikle Hıristiyanların yaygın olarak benimsediği bir batıl inanç olarak biliniyor. Bu yıl Aralık ayının, 13. gününün Cuma’ya gelmesi, bunun üzerine bir de ayın dolunay pozisyonunda olacak olması çoğu kişi için bu gece korku filmi izleneceği anlamını taşıyor. Biz de 13. Cuma’ya ve dolunaya yakışır bir şekilde en iyi 10 korku filmini derledik. 

13.Cuma’nın kötü şans getirdiğine dair inançların çoğu Hıristiyan temelli bir olgudur. İnanca göre Hz. İsa son akşam yemeğini bir Cuma akşamında yemiştir. Son Akşam Yemeği’ne katılan kişilerin sayısının 13 olması da 13. Cuma inancının temeli olarak gösterilebilir. Ancak 13. Cuma’nın kötü şans getirdiği inancı sadece Hz. İsa’nın Son Akşam Yemeği’ni yemesi değildir. Numeroloji’ye göre ise 12 sayısı bütünlüğü simgeliyor; bir yılda 12 ay olması, 12 burç olması, 12 saat sistemi, İsrail’in 12 kabilesi, İsa’nın 12 havarisi, Olimpus’un 12 tanrısı vs. 13 ise düzensiz ve bu bütünlüğü bozan olarak görülüyor ve bu sebepten ötürü şanssızlık ve uğursuzluk getirdiği düşünülüyor. 

13. Cuma’da yaygın olan bir diğer gelenek ise 13. Cuma korku filminden sonra yayıldı. Film, Camp Crystal Lake’te on yıllar önce esrarengiz cinayetlerin yaşandığı, terkedilmiş bir gençlik kampında olanları anlatıyor. Bir girişimci kampı tekrar hizmete açmaya karar vererek yakışıklı delikanlılar ve güzel genç kızlardan oluşan bir kadroyu işe alır. Bir yağmur fırtınası kampı dünyanın geri kalanından soyutladığında korkunç ölümler başlar. Gençler sırayla, korkunç derecede yaratıcı şekilde cinayete kurban gitmektedir. 

1980’de vizyona giren film, 13. Cuma’nın korku filmi sektöründeki başarısını temsil ediyor. Ayrıca 13. Cuma filminden sonra ayın 13. Cuma’sında korku filmi izlemek insanların tercih ettiği bir gelenek haline dönüştü. Biz de hem dolunayın olacağı hem de ayın 13. cuması olan 13 Aralık 2019 için tüm zamanların en iyi on korku filmlerini derledik.

10. Alien (1979) 

\"\"Görevini tamamlayarak Dünya\’ya dönmeye hazırlanan kargo gemisi Nostromo\’nun beş erkek, iki kadın ve bir kediden oluşan mürettebatı özel kabinlerinde uykudadır. Bilgisayarların çevredeki bir gezegende yabancı bir yaşam türü tespit etmeleri üzerine uyandırılırlar. Yasalar, akıllı olabilecek her canlının araştırılmasını emretmektedir. Dallas (Tom Skerritt), Lambert (Veronica Cartwright) ve Kane\’den (John Hurt) oluşan ekip, gezegene gittiğinde terk edilmiş bir uzay gemisiyle karşılaşır. Buldukları yumurta benzeri organizmaları incelerken, bir tanesi kırılır ve yengeç benzeri bir yaratık Kane\’in yüzüne yapışır. Ekip gemiye döndüğünde Ripley (Sigourney Weaver), Kane\’i içeri almakta tereddüt eder. Karantina kuralları çok açıktır. Fakat mürettebat, arkadaşlarını kurtarmak için bu sorumluluğu alır.

9. Storm of the Century (1999)

\"\"Stephen King‘ in aynı isimli romanından uyarlanan Yüzyılın Fırtınası – Storm of The Century – küçük bir ada kasabasına büyük bir fırtınayla beraber gizemli bir yabancının gelmesiyle yaşanan olayları anlatıyor.

8. Rec – Ölüm çığlığı (2007)

\"\"Genç bir TV muhabiri olan Angela ile haber kameramanı Pablo, itfaiyecileri konu edinen bir program hazırlamaktadırlar. Oldukça sıkıcı geçen program bir telefonun gelmesiyle hareketlilik kazanır. Yaşlı bir kadının geçirdiği ev kazası ile ilgili gelen bu ihbar üzerine Angela ve Pablo itfaiyecilerin peşine takılır.

 

7. Cehenneme Bir Adım (2005)

\"\"Film katıldıkları bir mağara keşfi sırasında yeraltında kısılı kalan bir grup kadının hikâyesini anlatır. İnsanbenzeri yaratıkların saldırısına uğrayan, kadınlar hayatta kalmaya ve mağaradan kaçmaya çalışırlar.

6.The Thing (1982)

\"\"Şey veya orijinal adıyla The Thing John Carpenter tarafından yönetilen, Bill Lancaster tarafından yazılan ve başrolünde Kurt Russell\’ın bulunduğu 1982 yapımı Amerikan bilim-kurgu korku filmidir. Film, adını diğer organizmaları taklit edebilen dünya dışı bir yaşam formuna ithafen almıştır.

5. Night of the Living Dead (1968)

\"\"Yaşayan ölülerin gecesi, yani orijinal adıyla “Night of the Living Dead” George A. Romero tarafından yönetilen 1968 yılı ABD yapımı bağımsız kült bir zombi filmi. … Bir yandan zombilerden korunmaya çalışırken bir yandan kendi içlerinde de çekişmeler yaşayan grubun iç çatışmalarına da şahit oluruz.

4. Şeytan (1973)

\"\"Yeni filminin çekimleri sırasında 12 yaşındaki kızı Regan\’ın tuhaf eylemler sergilemeye başladığını fark eden aktris Chris MacNeil, kızını doktora götürür. Doktorlar beyninde geçici bir hasar olabileceğini söyleseler de bu vaka daha önce rastlanmamış türdendir. Bir seri tıbbi testten sonra küçük kızın hiçbir sorunu olmadığı ortaya çıkar. Ancak Regan\’ın tuhaf halleri sona erecek gibi değildir. Küçük kız son derece şiddetli bir şekilde titremekte, garip sesler çıkarıp hiçbir anlamı olmayan hareketlerde bulunmaktadır. Bu ürkütücü durum karşısında çaresiz kalan Chris, kızını aynı zamanda psikiyatr olan Peder Merrin\’e götürür. Peder, Regan\’ın içine şeytan girdiğini tespit edecek, aile çaresizce bu durumdan kurtulmaya çalışacaktır.

Korku-gerilim sinemasının en esaslı öncül filmlerinden biri olan \’Şeytan\’ William Peter Blatty\’nin aynı isimli romanından uyarlanmıştır.

3. Ritüel (I) (2019)

\"\"Dani ve Christian genç bir çifttir. Üniversite arkadaşlarıyla birlikte İsveç’in küçük bir köyünde düzenlenen Midsommar festivaline katılma planı ile tatile çıkarlar. İlişkileri de çok da iyi gitmeyen çift, bu tatil ile kendilerine ve ilişkilerine son bir şans vermek isterler. Ancak, o çok huzurlu olduklarını düşündükleri yerde, aslında kaçışı olmayan bir cehenneme düştüklerini daha sonra anlayacaklardır. 90 yılda bir gerçekleşen gizli bir Pagan ayinin kurbanı olmuşlardır.

2. Ayin (2018)

\"\"Graham ailesinin en büyüğü Ellen öldüğünde, ailenin geri kalan üyeleri kökleriyle ilgili korkutucu sırlardan haberdar olmaya başlarlar. Daha fazlasını öğrendikçe, kendilerine miras kalan bu kaderden kurtulabilmek için daha da umutsuzca çabalamaya başlarlar. Kendini dış dünyaya fazla açmamış annelerinin sakladıkları sırlar, ölümcül sonuçlar doğuracaktır.

1. Cinnet (1980)

\"\"

Cinnet, yazar Jack Torrance’ın, kış sezonunda kapalı olan Overlook Oteli’nin bakımını üstlenerek, ailesiyle birlikte otele taşınması sonrasında gelişen metafiziksel olayları konu alır. Jack’in doğaüstü sezgilere sahip olan küçük oğlu, zamanla otelin içerisinde yalnız olmadıklarını, geçmiş ve gelecekten gelen hayaletlerle birlikte yaşadıklarını görür ve ailesini buna inandırmaya çalışır. Aile bir kar fırtınası sebebiyle dağda konuşlanan bu otelde mahsur kaldığındaysa Jack doğaüstü varlıklar tarafından ele geçirilir ve yavaş yavaş aklını kaybetmeye başlar.