Ana Sayfa Blog Sayfa 1251

Cybertruck şimdi de James Bond oyununa girdi!

0

Tesla’nın günlerdir gündemden düşmeyen, tasarımı ve lansman esnasında kırılan kırılmaz  camlarıyla alay konusu olan elektrikli pick-up modeli Cybertruck şimdi de bilgisayar oyununa girdi. 

Sosyal medyada alay konusu olan ve hatta Lego, BMW gibi bazı markaların da mizahına alet olan Cybertruck’ın yeni bir videosu sosyal medyaya düştü. YouTube’a eklenen bir videoda Cybertruck, ikonik GoldenEye 007 oyununda görülüyor. Videoda Tesla’nın kurucusu Elon Musk, Cybertruck’ı James Bond’a takdim ediyor. Ardından Bond\’un, tank yerine kamyonu St. Petersburg sokaklarında kullandığı görülüyor. 

Video’da Elon Musk, araca yaklaşan Bond’a hitaben “ Mister Bond, yeni Cybertruck’ı satın aldığınızı görüyorum.” diyerek söze giriyor. Bond’un cevabı ise “Evet ama, General Ourumov çevreci araçlar kullanmıyor.” şeklinde olsa da Musk ise şu şekilde devam ediyor: 

“Arabayı gördüm. O (General Mourov) gezegeni mahvediyor. Bunun çaresine bakmalıyız. Cybertruck’ı yeni bir oyuncakla donattım. Bir şans ver ona.” diyerek aracı Bond’a sunuyor. Musk, sohbetin sonunda “Bundan sonra önünde ne var?” diye soran Bond’a “İş, iştir Mister Bond. Fosil yakıtların sona erdiğini görmek istiyorum.” diyerek uzaklaşıyor. Cybertruck’a binen Bond ise karşısında duran yakıt tankerini havaya uçuruyor. Videonun devamında ekranda “Musk SpaceX ile bağlantı kurdu.” şeklinde bir yazı beliriyor. 

https://www.youtube.com/watch?time_continue=59&v=wQ3tnsMlkBI&feature=emb_logo

 

Aracın gerçekten oyuna entegre edilip edilmediği henüz bilinmese de Elon Musk ve Cybertruck gündemden düşmeyecekmiş gibi duruyor. 

Dünyanın en inovatif 500 şehri belli oldu. Listede 6 Türk şehri var

0

Global İnovasyon ajansı 2think tarafından her yıl yapılan dünyanın en inovatif şehirleri araştırması sonuçlandı. Innovation Cities 2019 Index\’te 6 şehrimiz ilk 500 içinde yer aldı. 

2007 yılından bu yana yapılan dünyanın en inovatif şehirleri araştırmasının 2019 sonuçları açıklandı. Listenin başında sıralamasını geçen yıla göre 3 basamak artırarak 59 index puanı edinen New York yer alıyor. İkinci sırada geçen yılın lideri 58 puanlı Tokyo, üçüncü sırada ise 57 puanlı Londra yer alıyor.  

Listede 6 Türk şehri ilk 500 sıralamasında kendine yer bulurken, İstanbul sıralamasını geçen yıla göre on basamak artırarak 43. sırada yer aldı. İstanbul, 47 index puanı ile New York’un 11 puan gerisinde yer alıyor. İstanbul’un geride bıraktığı şehirler arasında Roma, Kopenhag, Hong Kong, Prag, Helsinki, Brüksel, Frankfurt, Hamburg, Manchester, Zürih gibi şehirler bulunuyor.

Listede yer alan diğer Türk şehirleri ve sıralamaları şöyle: Ankara 263, İzmir 303, Antalya 372, Bursa 395, Adana ise 417. sırada yer aldı.   

Türk şehirlerine ilişkin dikkat çeken bir diğer önemli detay ise 6 şehirden yalnızca İstanbul ve Bursa 2018’e göre sıralamadaki yerini yükseltmiş durumda. İstanbul geçen yıla göre yerini 10 basamak artırırken, Bursa da 2 basamak yukarı çıktı. Ankara geçen yıla göre 18, İzmir 19, Antalya 5, Adana ise 48 basamak aşağıda yer aldı. 

Şehirlerin inovasyon koşullarını ölçümlemek amacıyla hazırlanan Innovation Cities™ Index’i, dünya çapında 500 şehri teknoloji, yenilik ve girişimciliğe elverişlilik açısından değerlendiriyor. Şehirler ulaşım, altyapı, vatandaş gizliliği, yeşil mimari, mülk fiyatları ve start-up alanları gibi 162 kritere göre karşılaştırılıyor. Oluşturulan data, analistler ve akademisyenler tarafından derlenerek şehirlerin inovasyona elverişliliğini tespit edecek şekilde ekonomik durum, sektör ve diğer sosyal fonksiyonlara göre segmente ediliyor. 

Black Friday’e Karşı Çıkan 700 Marka

0

Amerika’da başlayan ve etkilerini tüm dünyada göstererek ülkemizde de büyük bir ‘alışveriş çılgınlığına’ dönüşen Black Friday’i hemen hemen tüm markalar büyük indirimlerle karşılasa da bazı markalar bu günü kabullenmeyerek protesto ediyor. Ülkemizde de eleştirilen Black Friday’in başlıca protesto sebebi ise gereksiz tüketim ve bunun iklim değişikliğine etkileri. Bazı markalar online platformlarını satışa kapatırken, bazıları hiç kapılarını açmıyor ya da hiç indirim yapmıyor. 

Tüketim yaparken sadece satın aldığımız ürünün parasını düşünüyoruz fakat işin aslı bunun çok daha ötesi. Bu ürünün hammaddesi, hammaddenin temini sırasındaki karbon salınımı, yapımı sırasında harcanan enerji, kullanımı ve imha edilme sürecindeki çevresel etkileri pek düşünülmüyor. Sadece Black Friday’i takip eden haftalarda kargo şirketlerinin sokakları arşınlayacak araçlarının çevreye etkileri bile oldukça yüksek. Tüm bu yönleri ve daha fazlasıyla Black Friday’de harcanan sadece para değil…

Artan tüketim alışkanlıklarına karşı bazı sivil toplum örgütleri dünyada Black Friday, Türkiye’de ise Efsane Cuma gibi isimlerle anılan büyük indirim günlerini protesto ediyor. Bunun yanı sıra dünya genelinde de az da olsa tüketiciler tarafından benzer protestolar var. Bunların en çok ses getireni dün Fransa ve Almanya’da yapılan gösterilerdi. Paris\’te toplanan göstericiler Amazon’un merkezi önünde toplanarak Black Friday’i protesto etti. Farklı noktalarda ise alışveriş merkezleri ve lojistik merkezlerinin giriş- çıkışını engellemeye çalıştılar. Bu protestoların ne denli başarılı olduğu bir kenara, bazı markalar Black Friday’i protesto ederek büyük indirim çılgınlığına katılmayacaklarını duyurdular.

“Make Friday Green Again – Cumayı Tekrar Yeşil Yap” sloganıyla 700 marka büyük indirim günlerine katılmayacağını duyurdu. Kampanyalar kapsamında insanların ihtiyacı olmayan ürünleri satın almaya teşvik edildiği ve iklim değişikliğine zarar verecek denli çevreye etkisi olan davranışlar sergilemeye ittiğini savunan harekete birçok marka katıldı.

Başta Fransız markalar olmak üzere Black Friday’i protesto eden irili ufaklı markalar arasında Faguo, Seasonly, Atelier Rosemood, Archiduchesse, Adresse Paris, BonneGueule, émoi émoi, La Belle Mèche, Maison Roussot, Pousse Pousse yer alıyor.

Çevre dostu bir giyim firması olan Faguo\’nun kurucu ortağı Nicolas Rohr başlatılan hareket hakkında BBC’ye şu açıklamalarda bulundu: “İnsanlar bir şey satın aldıklarında, bu ürünü yapmaktan, kullanmaktan ve ardından o üründen kurtulmaktan kaynaklanan karbon emisyonları nedeniyle kirleniyoruz. İnsanların dolaplarında zaten sahip oldukları şeylere odaklanmalarını istiyoruz, o zaman gerçekten daha fazla bir şeye ihtiyacınız olursa satın alabilirsiniz.”  dedi.

Şimdiye kadar ki en büyük iPhone 2020’de geliyor

0

Apple 2020’nin sonbaharında iPhone 12 serisini çıkarmayı planlıyor. Şirketin çıkaracağı yeni telefon modellerinde ekranlar büyük ölçüde değişebilir.

ETNews’in haberine göre, yeni iPhone’lar daha ince bir ekrana sahip olacak. Ayrıca Apple telefonların boyutlarını büyütecek. iPhone 11 serisi 5,8 inç OLED, 6,1 LCD ve 6,5 inç OLED ekranlı üç modelden oluşuyor. Bunun şimdiye kadar 2020’de de aynı olacağı düşünülüyordu. Ancak yeni sızıntılara göre yeni iPhone modelleri 5,4 inç, 6,1 inç ve 6,7 inç boyutunda olacak. Apple’ın yeni telefonlarının dokunmatik ekran devresi ayrı bir katmana ihtiyaç duymadan doğrudan OLED panelinde şekillendirilecek. Bu da telefonların daha ince olacağı yönündeki iddiaları güçlendiriyor. Tabi ki Apple’ın yeni iPhone 12 modellerinde daha ince ekran teknolojisini kullanıp kullanmayacağı henüz belli değil.

Apple’ın iPhone 12 modellerinin ekranlarını Samsung’tan alacağı da iddialar arasında. Pro modellerde kullanılacak Samsung imzalı Y-OCTA ekranların cihazları daha hafif ve ince kılabileceği de söylenenler arasında.

2020’nin Apple için önemli bir yıl olması bekleniyor. Şirketin yeni telefon modellerinde iPhone 4’e benzer yeniden tasarlanmış bir metal çerçeve kullanacağı düşünülüyor. Ayrıca yeni iPhone’ların 5G destekli olacağı biliniyor.

Redmi, yeni telefonu K30’un kamerasıyla dünyada bir olacak

0

Xiaomi’nin alt markası olan Redmi, yeni akıllı telefonu Redmi K30’u 10 Aralık’ta tanıtmaya hazırlanıyor. Şirketin CEO’su Lu Weibing’ten edinilen bilgilere göre K30’un kamera özellikleri diğer telefonlardan bir hayli farklı olacak.

Şirketin amiral gemisi olacak K30’un 5G ve 4G olmak üzere iki farklı versiyonda piyasaya çıkacağı belli oldu. Açıklanan bilgilere göre, Redmi K30 dünyada bir ilk olan kamera özelliğiyle gelecek.

Redmi Müdürü Lu Weibing, yeni akıllı telefonlarını bir adım öne çıkaran kamerası hakkında konuştu. Weibing, Redmi K30 dünyanın ilk yüksek çözünürlüklü görüntü sensörüyle geleceğini ve lansman etkinliğinde daha fazla detayın ortaya çıkacağını belirtti. Redmi K30’da, Sony\’nin 60 megapiksel çözünürlüklü yeni Sony IMX686 görüntü algılayıcısını kullanacağını öne sürülüyor.

Xiaomi daha önce de Samsung’un 64 MP ve 108 MP kamera sensörlerini kullanmıştı. Ancak görünen o ki yeni kullanılacak olan 60 MP çözünürlüklü sensör, içerdiği teknolojilerle bir ilk olacak. Şirketin yeni amiral gemisi K30’un SA ve NSA modlarını içeren çift modlu 5G ile geleceği doğrulanmıştı. Bu noktada Redmi K30 firmanın ilk çift modlu 5G akıllı telefonu olacak.

Xiaomi tarafından paylaşılan görseller ise, cihazın tasarımı hakkında bilgileri sunuyor. Görüntülerde cihazın ekranının sağ üst kısmında kamera deliği yer aldığı ve iki adet ön kamera sensörüne sahip olduğu fark ediliyor.

Resmi bir açıklama gelmedi ancak ortaya çıkan diğer sızıntılar telefonun teknik bilgilerini içeriyor. Buna göre telefon, 1080×2400 piksel Full HD+ çözünürlüğe sahip 6.66 inçlik bir ekrana sahip olacak. Ayrıca, parmak izi cihazın önünde değil yan tarafta olacağı da edinilen bilgiler arasında. Cihaz, Adcomo 618 grafik işlem birimiyle birlikte çift modlu 5G desteği olan Qualcomm\’un yeni 7xx serisi işlemcisi tarafından desteklenebilir. Redmi, Adcomo 618\’i daha önce Snapdragon 730 ve Snapdragon 730G\’de kullanmıştı. Ayrıca telefonun 120Hz ekran yenileme hızını destekleyeceği belirtiliyor.

Redmi K30’un detaylı özellikleri ve bilgileri ise 10 Aralık’ta düzenlenecek lansmanda öğrenilebilecek.

2019’un üçüncü çeyreğinde en çok akıllı telefon satan markalar açıklandı

0

ABD merkezli araştırma ve danışmanlık firması Gartner, 2019 yılının en çok satan akıllı telefon markalarını açıkladı. Gartner’in yayınladığı rapor 2019’un üçüncü çeyreğinde akıllı telefon markalarının satış performanslarını içeriyor.

2007 yılında Apple’ın başlattığı akıllı telefon devrimi 13 yıllık süre zarfında oldukça değişti. Markalar akıllı telefonlarını sürekli olarak geliştirmeye ve cihazlara son teknolojileri eklemeye devam ediyor.

Gelişen ve değişen akıllı telefon sektörüne küresel talebin yoğunluğu oldukça fazla. Ancak kullanıcıların tercihleri ve pazardaki artış da göz önüne alındığında sonuçlar her yıl değişebiliyor. Gartner’ın son raporu da küresel bazda akıllı telefon satışlarındaki 0.4’lük bir düşüş olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu düşüşün sebebi ise markaların satış performansındaki değişikliklerden kaynaklanıyor.

Gartner’ın akıllı telefon satışlarını içeren raporda, Samsung’un yine birinci sırada olduğu belirtildi. 2020’nin başlarında yeni amiral gemisi Galaxy S11’i tanıtmaya hazırlanan şirket, geçen yıla oranla yüzde 2 oranında bir artış yakaladı. Samsung 2019’un üçüncü çeyreğinde 80 milyon akıllı telefon sattı.

ABD ile yaşadığı yasal ve ticari sorunlara rağmen Huawei, 65 milyon adet akıllı telefon satışı gerçekleştirdi. Bu satış adeti ile Çinli teknoloji devi ikinci sıraya yerleşmiş oldu.

Apple’ın ise açıklanan raporda yüzü pek gülmedi. Cupertinolu firmanın iPhone satışları, geçen yılın aynı dönemine göre 5 milyon düşüşle 40 milyon adet olarak gerçekleşti.

Yine Çin merkezli bir şirket olan Xiaomi ise geçen yıla benzer rakamlarla dördüncü sırada yer aldı. OPPO ise üçüncü çeyrekte 30 milyon akıllı telefon satarak beşinci sırada.

Gartner’ın yayınlamış olduğu rapora göre, 2019’un son çeyreğinde dünya çapında 387 milyon akıllı telefon satıldı. Geçtiğimiz yıl ise bu sayı 389 milyondu. Bu düşüşün sebebi tahmin edildiği gibi kullanıcıların amiral gemileri yerine artık orta sınıf telefonları tercih etmesi. Kullanıcıların ilk odağı artık fiyat/performans odaklı telefonlar olduğu için Huawei, Xiaomi ve OPPO gibi markalar Apple’a oranla daha fazla büyüyor.

Resmi Gazetede yayınlandı: Siyanürün artık halka satılması yasak

0

Türkiye gündemini uzun süre sarsan siyanür ile intihar vakalarının ardından konuyla alakalı karar kabul edildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yönetmelikle alakalı değişiklikler gerçekleştirdi ve siyanürün halka satışını yasakladı. Karar resmi gazetede yayınlandı.

Son dönemlerde artan siyanürle intihar vakalarından sonra tartışılan konulardan biri de insanların siyanüre kolaylıkla ulaşabilmesiydi. İnternetten kolaylıkla alınabilen siyanürle insanlar hem kendi hayatlarına hem de ailelerinin hayatlarına son veriyordu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da yaşanan bu vahim olaylardan sonra siyanüre ulaşmayı zorlaştıracak bir karar aldı.

Kabul edilen son değişiklikle siyanürün halka satışı yasaklandı. Karar Resmi Gazete’de yayınlandı. Artık insanlar internet üzerinden veya perakendeciler aracılığıyla siyanür alamayacak. İş amacıyla satın alınacak siyanürlerin satışı ise beyanname üzerinden gerçekleştirilecek.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, \”Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması Hakkındaki Yönetmelik\”in içeriğinde değişiklik yaptı. Bu değişiklik kapsamında da ilgili yönetmeliğe, iki farklı yeni tanım getirildi. \”Endüstriyel Kullanım\” ve \”Profesyonel Kullanım\” olarak isimlendirilen bu iki tanım, siyanürün satışının da neye göre yapılabileceğini açıklıyor şeklinde açıklamalarda bulundu.

Siyanürün satışının halka yasaklanması kararı elbette önemli bir adım. Ancak devlet kurumları da siyanürün satışıyla alakalı daha çok denetleme yapacak. Siyanür satan satıcılardan; mart, haziran, eylül ve aralık ayı sonlarında beyanname istenecek. Bu beyannameler, bakanlığa iletilecek ve bakanlık da çeşitli incelemeler yapacak. Siyanürle ilgili yeni düzenlemeler, bir ay sonra yürürlüğe girecek.

Hesap hırsızlarının yeni hedefi Netflix

0

Netflix aboneliklerini aylar önce kapatan insanların, hesapları kendilerinden habersiz açılmış durumda. Hesaplarını kapatan insanlar, aylardır abonelik ücretlerinin kesildiğini fark etti.

Netflix, hesaplarını kapatan insanların aboneliklerine kolaylıkla geri dönebilmeleri için hesaplar iptal edilmiş olsa dahi fatura bilgisini 10 ay boyunca tutmaya devam ediyor. Ancak BBC’nin bir radyo yayınında paylaşılan bir haberle aboneliklerini sonlandıran kullanıcıların hesaplarının kendilerinden habersiz açıldığı öğrenildi. Hesap hırsızları tarafından gerçekleştirilen işlemler, aboneliklerini bitirmiş olmalarına rağmen insanlardan para tahsil edilmesine neden oldu. Yani eski Netflix aboneleri şu an kendilerinin kullanmadıkları bir hesap için para ödediler.

Emily Keen de hesap hırsızları mağdurlarından biri. Keen, 2019’un Nisan ayında Netflix aboneliğini sonlandırdı ancak Eylül ayında abonelik ücretinin kesildiğini fark etti. En yüksek Netflix abonelik ücreti olan 11.99 sterlinin hesabından çekildiğini gören Keen, Netflix müşteri hizmetlerine ulaşıp durumla alakalı bilgi aldı. Hesap hırsızlarının bu işlemi gerçekleştirdiğini fark eden Keen konuyla alakalı: “Hesabıma giriş yapmaya çalıştım. Ancak e-posta adresimin ve şifremin Netflix tarafından tanınmadığını gördüm. Görünüşe göre suçlular en pahalı servise beni kaydettikten sonra giriş bilgilerimi tamamen değiştirdiler” dedi.

Netflix müşteri hizmetleriyle iletişime geçen Keen’e hesabının iptal edileceğini ve kendisine ücret iadesi yapılacağı bildirildi. Ancak Ekim ve Kasım aylarında Keen’in hesabından iki ödeme daha tahsil edildi.

Yaşanan bu durumun Emily Keen dışında başka insanların da başına gelmiş. Aboneliklerini iptal etmelerine rağmen hesaplarından para kesildiğini Twitter üzerinden duyuran insanların sayısı azımsanamayacak kadar çok. Yeniden açılan Netflix hesaplarının giriş bilgileri değiştirilerek hesap hırsızları tarafından eBay’den 3 sterline satılıyor.

Netflix, abonelerinin güvenliğinin kendileri için öncelikli olduğunu ve hesaplarında olağandışı etkinlikler fark eden abonelerini kendilerine ulaşmasını istedi.

Bilgiyi başka bir beyne yükleyecek yeni bir yöntem bulundu

0

Teknolojinin gelişmesiyle bilim kurgu filmlerinin gerçeğe dönüştüğünü görmeye başlıyoruz. Bilim insanları, bilim kurgu filmlerinden fırlamış bir yöntemle, bilgiyi beyne yüklemenin yöntemini buldu.

Araştırmalarına devam eden bilim insanları, aktif öğrenme yöntemleri üzerine çalışmalarına devam ediyor. Aynı zamanda, daha kolay ve kısa yöntemlerle öğrenmenin de yolları araştırılıyor.

HRL Laboratuvarı araştırmacıları ise, yeni geliştirdikleri yöntemle beyne bir şey öğretmenin farklı bir yolunu buldu. Araştırmacılar, eğitimli bir pilotun gerçekçi bir uçak simülatörünü kullanmayı öğrenirken pilotun beyninden alınan elektrik sinyallerinin verilerini başka bir deneğe aktarabildi.

Bilim insanlarının yaptığı açıklamada: “Spesifik olarak hem bilişsel hem de motor performans sinerjisini gerektiren bir uçağı uçurmayı denedik. Bir şey öğrendiğinde beyin, fiziksel olarak değişiyor. Nöroplastiklik denilen bir süreçte bağlantılar kurulur ve güçlendirilir” denildi.

Araştırmaya katılan deneklerin, çalışmaya katılmayan insanlara göre, uçak simülasyonunu yüzde 33 daha kolay öğrendiği sonucuna ulaşıldı.

Geliştirilen yöntemin, bir bilgiyi doğrudan öğrenilmesine değil, bilgilerin daha kolay öğrenilmesine yardımcı olduğu açıklandı. Bu da bir şeyler öğrenmek için hala çaba sarfetmenin gerektiğini gösteriyor. Yine de bilginin beyinde oluşturduğu etki taklit edildiğinden, bilgiyi öğrenme süreci de ciddi şekilde kolaylaşmış oluyor.

HRL Laboratuvarları konuyla alakalı çalışmalarına ise devam ediyor.

Bebeklerin anne karnında bilinenden daha fazlasını hissettiği ortaya çıktı 

0

Kaliforniya Üniversite’nde çalışan bilim insanları yeni bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırma sonucunda bebeklerin anne karnında bugüne kadar bilinenden daha fazlasını hissettiği ortaya çıktı.

Bebeklerin anne karnında dış faktörlerden ne ölçüde etkilendiği uzun yıllardır tartışılan bir konu. Kaliforniya Üniversitesi’nde bilim insanlarının gerçekleştirdiği araştırma anne karnındaki bebeklerin neler hissettiğine dair ilginç bilgiler sundu.

Yapılan araştırmada, gebelik sürecinin ilk 3 aylık döneminde, anne karnındaki bebeğin gelişmekte olan retinasının ışığı algıladığını ve kişinin duygusal olaylarla ilgili hafızasının oluşumunda ve depolanmasında önemli rol oynayan amigdaladaki süreçlerden etkilendiği ortaya çıktı.

Araştırmayı yürüten Kaliforniya Üniversitesi moleküler ve hücre biyolojisi profesörü Marla Feller yaptıkları çalışmayla alakalı şunları söyledi: Ganglion hücrelerinin gelişmekte olan gözün içinde bulunduğunu, beyne bağlı olduklarını; ancak bu noktada retinanın geri kalanının çoğuyla gerçekten bağlanmadıklarını düşündük. Şimdi, birbirlerine bağlandıkları ortaya çıktı. Bu çok şaşırtıcı bir şey. Geçmişte yapılan araştırmalar, ışığa duyarlı bu hücrelerin retinadaki kan damarlarının gelişimi ve sirkadiyen ritimleri gibi şeyler için önemli olduğunu gösterdi. Şimdi keşfettiğimiz şey ise yeni doğan retinasının aslında beyinle doğrudan bağlantı kurduğuna işaret ediyor”