Pazartesi, Mart 17, 2025
spot_img

Bilim

Einstein Tarafından Yazılan Bir Mektup, Açık Artırmada 1.2 Milyon Dolara Satıldı!

0
Einstein Mektup

Dünyaca ünlü fizikçi Albert Einstein tarafından kaleme alınan el yazması bir mektup, açık artırmada 1.2 milyon dolara satıldı. 1946 yılında yazılan ve başlangıçta değeri 400 bin dolar olarak belirlenen mektubun içerisinde, kütle-enerji eşdeğerliğinin formülü olarak kabul edilen E=mc²“ formülünün de yazılı olduğu kaydedildi.  

Dünyaca ünlü fizikçi Albert Einstein tarafından 75 yıl önce kaleme alınan el yazması bir mektup, açık artırmada 1.2 milyon dolara satıldı. Einstein’in kişisel hatıralarından biri olarak kabul edilen mektubun içerisinde, kütle-enerji eşdeğerliğinin formülü olarak kabul edilen E=mc²“ formülünün de yer aldığı belirtildi. Diğer yandan; söz konusu mektup, Almanya doğumlu teorik fizikçi tarafından 1946 yılında Polonya asıllı ve ABD’li bir fizikçi olan Ludwig Silberstein’a gönderilmek üzere kaleme alınmıştı. Einstein’ın kişisel mektubu, tarihin en ünlü formüllerinden birini de içerisinde barındırıyordu.  

Bununla birlikte; söz konusu mektup, kısa bir süre önce ‘RR Müzayede Evi’ tarafından açık artırmaya çıkarılmıştı. Mektubun değeri ise başlangıçta 400 bin dolar olarak belirlenmişti. Fakat oldukça çekişmeli geçen müzayede süreci, mektup için yapılan teklifin beklenenin çok daha üzerine çıkmasına neden oldu.  

Einsten tarafından yazılan mektup, açık artırma sonunda başlangıç fiyatının 3 katına alıcı buldu

\"Einstein

Aktarılan detaylara göre; Albert Einsten tarafından yazılan mektup, açık artırma sonunda 1.2 milyon dolara alıcı buldu. Böylelikle mektubun satış fiyatı, başlangıçta belirlenen ücretin 3 katına çıkmış oldu. Müzayede evi, söz konusu mektubun yanı sıra, Einstein’ın yazdığı bir dizi mektubu daha satışa çıkardı.  

Tekno Safari YouTube kanalına abone olmak için tıklayınız.

İlginizi çekebilir:

Kara deliklerle ilgili yapılan bir çalışma, Hawking’in haklı olabileceğini gösterdi 

Blue Origin, Açık Artırmaya Çıkarılan 6 Koltuktan Biri İçin Verilen En Pahalı Bilet Fiyatı Teklifinin 2.8 Milyon Dolar Olduğunu Açıkladı 

‘Amerikadaniste’, Clubhouse Üzerinden İlk Kez Açık Artırma Yapan Platform Oldu 

NASA, ESA ve JAXA, COVID-19\’un Çevresel Etkilerinin Anlaşılabilmesinin Önünü Açacak Olan Bir ‘Hackathon’ Etkinliği Düzenliyor 

0
NASA Hackathon Etkinliği

NASA, ESA (Avrupa Uzay Ajansı) ve JAXA (Japon Havacılık ve Uzay Araştırma Ajansı), COVID-19\’un çevresel etkilerinin anlaşılabilmesinin önünü açacak olan bir ‘Hackathon’ etkinliği düzenleyeceklerini açıkladı. “Yeryüzü Gözlem Panosu Hackathon’u” adı verilen yazılım yarışmasının, 23 Haziran ve 29 Haziran tarihleri arasında yapılacağı kaydedildi.  

COVID-19 salgını; geniş çaplı karantina çalışmaları, evden çalışma pratiklerine geçiş ve tıbbi atık miktarındaki artışa bağlı olarak dünyanın işleyiş şeklini büyük oranda değiştirdi ve çevresel etkileri de beraberinde getirdi. NASA, ESA (Avrupa Uzay Ajansı) ve JAXA (Japon Havacılık ve Uzay Araştırma Ajansı) ise bu çevresel etkilerin tam olarak neler olduğunu anlayabilmek için yeni birHackathon’ etkinliği düzenleyeceklerini açıkladı. Uzay ajansları tarafından düzenlenecek olan yazılım yarışmasının, 23 Haziran ve 29 Haziran tarihleri arasında hayata geçirileceği belirtildi. “Yeryüzü Gözlem Panosu Hackathon’u” adı verilen maratonda; katılımcıların, ‘Yeryüzü Gözlem Panosu’ndan topladıkları verileri kullanmak zorunda olacaklarının da altı çizildi.  

Dünyaca ünlü uzay ajansları, söz konusu gözlem panosunu yaklaşık 1 yıl önce kullanıma sunmuştu. Panonun, kullanıcılara üç uzay ajansının da Dünya’yı gözlemleyen uydularından derlenen veriler sunduğu kaydedilmişti. Platformun amacı; kullanıcıların, dünya genelinde pandemiye bağlı olarak uygulanan kısıtlamaların kısa ve uzun vadeli etkilerini inceleyebilecekleri bir alana erişim sağlayabilmesini mümkün kılmaktı. Yazılım maratonu süresince; yazılım mühendisleri, bilim insanları ve diğer katılımcıların sanal ekipler oluşturacağı ve COVID-19 salgınına ilişkin çeşitli tipteki zorluklardan birini çözmek zorunda olacağı belirtildi.  

NASA, ESA ve JAXA tarafından düzenlenen yazılım yarışması, 7 ana soruna çözüm arayacak

\"NASA

Diğer yandan; NASA, ESA ve JAXA tarafından düzenlenen yazılım yarışması kapsamında çözülecek zorluklar ‘Hava Kalitesi’, ‘Su Kalitesi’, ‘Ekonomik Etki’, ‘Tarımsal Etki’, ‘Sera Gazı’, ‘Birbirine Bağlı Dünya Sistemi Etkisi’ ve ‘Sosyal Etki’ olmak üzere 7 ana kategori altında toplanacak. Yarışmacılar ayrıca, uzay ajanslarından bilim insanlarıyla resmi sohbet kanalları üzerinden etkileşime girme fırsatı yakalayacak. Kazanan takımlar, ürettikleri çözümleri taraflar için çok daha iyi bir hale getirmek üzere birleştirerek panoya dahil edebilecek.  

Tekno Safari YouTube kanalına abone olmak için tıklayınız.

İlginizi çekebilir:

İlk Özel ISS Görevi, NASA ve Axiom Space Tarafından 2022 Yılında Hayata Geçirilecek 

NASA’nın Parker Güneş Sondası, Güneş’in Dış Katmanına Dokundu! 

SpaceX, NASA ile Yaptığı Anlaşmaya Gelen İtirazlar Nedeniyle Ay Görevi İçin Geliştirdiği Uzay Aracı ile İlgili Çalışmaları Durdurdu 

Beyin Sinyallerini Harflere Dönüştüren Bir Yapay Zeka Yazılımı Geliştirildi 

0
Beyin Sinyallerini Harflere Dönüştüren Yapay Zeka

Stanford Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, yazı yazmayla ilişkilendirilen beyin sinyallerini ekran üzerindeki harflere dönüştüren yapay zeka tabanlı bir arayüz geliştirdi. Yazılımın, iletişimle ilgili engeli bulunan kişiler için oldukça faydalı olabileceği tahmin edildi.  

Stanford Üniversitesi araştırmacıları, yazı yazma eylemiyle ilişkilendirilen beyin sinyallerini ekran üzerindeki harflere dönüştüren yapay zeka tabanlı bir arayüz geliştirdiklerini duyurdu. Yazılımın, iletişimle ilgili engeli bulunan kişiler için oldukça faydalı olabileceği tahmin edildi. Araştırma ekibi, yazılımı 65 yaşındaki felçli bir adamda test etti. Yapılan deneme çalışmaları sırasında hasta, dakikada 16 kelime yazacak bir hız ile metin yazmayı başardı.  

Söz konusu çalışma için araştırmacılar, hastanın beyninin motor korteksinin dış bölgesine iki küçük sensör yerleştirdi. Bu şekilde sistem, beyin sinyallerini kaydedebildi. Daha sonra sinyaller, bir bilgisayar tarafından tek tek harflere çevrildi.  

Stanford tarafından geliştirilen yapay zeka tabanlı yazılım, spesifik olarak testteki hastayı hedefliyordu

\"Stanford

Diğer yandan; Stanford Üniversitesi tarafından tanıtılan yapay zeka tabanlı yazılım, spesifik olarak test sürecinde kullanılan hasta için geliştirildi. Fakat araştırma ekibi, farklı tipteki hastalar için de kendi kendini kalibre edebilen bir arayüz geliştirmeyi hedeflediklerine işaret etti. Açıklamada ayrıca, yazılımın konuşma veya yazma engeli olan milyonlarca kişi için oldukça faydalı olabileceğinin de altı çizildi.   

Tekno Safari YouTube kanalına abone olmak için tıklayınız.

İlginizi çekebilir:

Facebook, Yapay Zekalara Unutmayı Öğretiyor!

Miso, Kullanıcıların Burgerlerini Eksiksiz Yapmasını Mümkün Kılan Yapay Zeka Tabanlı Yeni ‘CookRight’ Uygulamasını Duyurdu 

Polonya’daki Metro Marketlerde Gıda İsrafını Azaltmak için Yapay Zeka Fiyatlandırma Sistemi Kullanılacak

Google, SpaceX’in Starlink Uydu İnterneti Projesi İçin Bulut Bilişim Hizmeti Verecek  

0
Google Starlink

ABD merkezli teknoloji şirketi Google, SpaceX ile Starlink uydu interneti projesine ilişkin yeni bir anlaşma yapıyor. Söz konusu anlaşma kapsamında; Google’ın, Starlink için bulut bilişim hizmeti vermeye başlayacağı ve SpaceX’in, Google’ın veri merkezlerine Starlink yer istasyonları kuracağı ifade ediliyor.  

ABD merkezli teknoloji şirketi Google, SpaceX ile ‘Starlink’ uydu interneti projesine ilişkin yeni bir anlaşma yapıyor. İkili arasında yapılacak anlaşma kapsamında; Google’ın, Starlink için bulut bilişim hizmeti vermeye başlayacağı ve SpaceX’in, Google’ın veri merkezlerine Starlink yer istasyonları kuracağı ifade ediliyor. Söz konusu bulut bilişim hizmetinin, yedi yıla kadar sürebilecek bir iş birliğini kapsadığı belirtiliyor. İki şirket; yapılan anlaşmayla, uzak bölgelerde faaliyet gösteren kurumsal müşterilere 2021 yılının ikinci yarısında Google’ın bulut bilişim hizmetine ve Starlink’in uydu tabanlı internet hizmetine erişim imkanı sağlamayı hedefliyor.  

Aktarılan detaylara göre; anlaşma kapsamında, Google’ın veri merkezlerine Starlink yer istasyonları yerleştirilecek. Bu sayede; Starlink uyduları, müşterilere Google’ın bulut bilişim hizmeti üzerinden yüksek güvenlik ve düşük gecikmeyle veri hizmeti sağlayabilecek. Kullanıcıların cihazları, Google’ın veri merkezlerine bağlı uydularla doğrudan iletişim kurabilecek. Böylece cihazlar; Google’ın analitik, yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojilerinden faydalanan bulut bilişim hizmetlerini kullanarak söz konusu veri merkezlerinde uygulamaları hızlı bir şekilde çalıştırabilecek. Daha sonra; Google’ın veri merkezleri, Starlink uyduları aracılığıyla verileri cihazlara geri gönderecek.  

Geçen yıl Microsoft da SpaceX ile yeni bir Azure bulut bilişim hizmeti üzerinde çalıştığını duyurmuştu

\"Microsoft

Diğer yandan, geçen yıl Microsoft da SpaceX ile yeni bir Azure bulut bilişim hizmeti üzerinde çalıştığını duyurmuştu. Ortaya atılan yeni iddialar; SpaceX’in, bu projede de Google’ın veri merkezlerinden yararlanacağına işaret etti. Starlink yer istasyonlarının, başlangıçta yalnızca Google’ın ABD’deki veri merkezlerine kurulacağı belirtildi. İlerleyen süreçlerde ise iş birliğinin kapsamının genişletileceği ve Google’ın dünya genelindeki veri merkezlerine de Starlink yer istasyonları kurulmaya başlanacağı dile getirildi.  

Tekno Safari YouTube kanalına abone olmak için tıklayınız.

İlginizi çekebilir:

SpaceX’in Uydu İnterneti Hizmeti Starlink İçin Verilen Sipariş Sayısı 500 Bini Geçti! 

SpaceX’in Starlink İnternet Hizmeti, Yıl Sonuna Kadar Tamamen Mobil Hale Gelecek

Starlink İnternet Hızı, 2021 Yılı Sonuna Kadar İkiye Katlanacak  

HES Uygulamasına Aşı Kimliği Özelliği Ekleniyor!

0

HES Uygulamasına “Aşı Kimliği” oluşturma özelliği geliyor. Sağlık Bakanlığı koronavirüsle mücadele kapsamında iki doz aşı olanlar için e-Nabız üzerinden aşı kartı oluşturma imkanı sunuyordu. Turizm sezonunun açılmaya başlanacağı bu dönemde şimdi ise Hayat Eve Sığar (HES) Uygulamasına aşı olmuş kişiler için ‘Türkiye Cumhuriyeti Aşı Kimliği’ özelliği eklenecek. 

Pandemi döneminde pek çok ülkede aşı çalışmaları devam ederken turizm sezonunun açılmasına sayılı günler kala Sağlık Bakanlığı HES uygulamasına “aşı kimliği” oluşturma özelliği eklemek için çalışmalara başladı. Avrupa Birliği ülkelerine seyahatlerde kullanılması beklenen ‘aşır pasaportu’ uygulaması çalışmalarının da devam ettiği bu süreçte HES uygulamasına \’Türkiye Cumhuriyeti Aşı Kimliği\’ni devreye aldı.

Milliyet’in haberine göre, iki doz aşısını olmuş vatandaşlar, uygulamaya girerek, aşı kimlik kartlarını oluşturabilecek.

İsteyenler uygulamaya pasaport numaralarını da ekleyebilecek ve bu kişilerin pasaport bilgileri aşı kimlik kartlarının içerisinde yer alacak. Söz konusu kimlik kartları, yurt dışı seyahatlerde kullanılabilecek. Seyahat edilen ülkeye girişte pasaportların okutulmasıyla kişinin aşı bilgisine ulaşılabilecek.

Güvenli turizm logosu

Bakanlık tarafından oluşturulan, \’Türkiye Cumhuriyeti Aşı Kimliği\’nin üzerinde, kişinin T.C kimlik numarası, pasaport no (bu alan kişi tarafından isteğe göre dolduruluyor), ad ve soyadı, doğum tarihi, uyruğu, \”Kovid-19 aşısı olmuştur\” bilgisi, aşı adı, aşının yapıldığı tarih gibi bilgilerin yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın geçen yaz hayata geçirdiği güvenli turizmin logosu (SAFE TOURISM) yer aldı.

Kimlik kartının üzerinde ayrıca bir karekod da bulunuyor. Karekod okutulduğunda sistem e-Nabız’a yönlendiriyor, İngilizce ve Türkçe olarak ekranda, \”Aşı kimliği 12345678910 TC Kimlik numaralı ve Z12345678 pasaport numaralı, ‘x kişisine aittir. Bu kimlik  09.05.2021 tarihinde T.C Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulmuştur\” ifadeleri yer alıyor.

HES uygulamasında aşı kartı nasıl çıkarılır?

HES uygulamasına giriş yaptıktan sonra öncelikle pasaportunuzun hesabım bölümünden tanımlanması gerekiyor. Ardından \’Pasaportlarım\’a gelerek ekle tuşu seçip pasaport numarası girmeniz gerekiyor. Ana ekrana dönerek \’Kovid-19 aşı bilgilerim\’ kutucuğu seçin.

Gelen ekrandan \’Aşı kartlarımı\’ tıklayıp ardından ekranın en altına gelen \’Aşı kartı oluştur\’ seçeneğini tıklayın. Bu işlemin ardından aşı kartında pasaport bilgilerinin yer alması isteniyorsa seçim yapılarak devam edilecek. Eğer seçim yapmadan devam edilirse kart kayıt olunan mevcut kimlik bilgileriyle oluşturulacak.

Farklı bir pasaport bilgisinin aşı kartında yer alması isteniyorsa “Hesabım” bölümünden tanımlama yapabilecek. Daha önce tanımlanan pasaport numarası varsa numaranın seçileceği bir uyarı ekranı ile karşı karşıya kalınacak. Ekranda çıkan pasaport numarası seçilip devam edilirse kimlik kartı kısa sürede oluşturulacak.

İlginizi Çekebilir:

Pfizer Tarafından Geliştirilen COVID-19 Aşısı, FDA’dan 12-15 Yaş Arası Çocuklar İçin Kullanım Onayı Aldı! 

Türk Nano Teknoloji Firması Nanosilver, NASA ’nın Yarışmasında Birinci Oldu!

AKILLI BİLEKLİKTEN FAZLASI! Huawei Band 6 akıllı bileklik inceleme:

 

Pfizer Tarafından Geliştirilen COVID-19 Aşısı, FDA’dan 12-15 Yaş Arası Çocuklar İçin Kullanım Onayı Aldı! 

0
COVID-19 Aşısı Çocuklar

Pfizer ve BioNTech tarafından geliştirilen COVID-19 aşısı, FDA (ABD Gıda ve İlaç Dairesi)’dan 12-15 yaş arasındaki çocuklar için kullanım onayı aldı. FDA, aşının artık 12-15 yaş arası çocuklara da uygulanabileceğini açıkladı. Söz konusu aşı, önceden yalnızca 16 yaş ve üzerindeki çocuklara uygulanabiliyordu.  

Pfizer ve BiONTech tarafından geliştirilen COVID-19 aşısı, FDA (ABD Gıda ve İlaç Dairesi)’dan 12-15 yaş arasındaki çocuklar için kullanım onayı aldı. FDA, Pfizer aşısının artık 12-15 yaş arası çocuklara da uygulanabileceğini açıkladı. Söz konusu aşı, önceden yalnızca 16 yaş ve üzerindeki çocuklara uygulanabiliyordu. Pfizer ve BioNTech, aşının bu yaş grubundaki çocuklar için oldukça etkili olduğunu gösteren veriler yayınladıktan hemen sonra Nisan ayı başlarında FDA’dan yetkiyi 12-15 yaş grubunu da kapsayacak şekilde genişletmesini talep etmişti. Yapılan çalışmada; iki doz aşı uygulanan 12-15 yaş arası çocukların tümünün, ciddi yan etkiler göstermeden güçlü antikor üretebildiği ve COVID-19 geliştirmediği kaydedilmişti.  

Aktarılan detaylara göre; ABD’deki Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nden bir komite, kısa bir süre içerisinde aşının bu yaş grubundaki çocuklara nasıl uygulanması gerektiğine dair önerilerde bulunmak üzere toplanacak. ABD’nin, sürü bağışıklığı hedefine ulaşabilmek ve salgını sonlandırabilmek için çocukları ve gençleri de aşılaması gerekecek. Genişletilen yetki, bu hedefle atılan adımlardan biri olacak.  

Çocukların aşılanması, virüsün aile üyeleri veya toplumun diğer üyelerine taşınmasını önleyebilir

\"Çocukların

Diğer yandan, çocukların COVID-19\’dan ciddi bir biçimde enfekte olma riski yetişkinlere göre daha az olsa da çocuklar da virüsü kapabiliyor ve uzun süreli semptomlar gösterebiliyor. Bu da virüsten enfekte olmuş çocukların, COVID-19\’u toplumun başka fertlerine kolaylıkla taşıyabilmesinin önünü açıyor. Bu nedenle; çocukların aşılanması, virüsün aile üyeleri veya toplumun diğer üyelerine taşınmasının önüne geçiyor. ABD’de, 2020 yılının Mart ayından bu yana 11-17 yaş aralığındaki yaklaşık 1.5 milyon çocuğun COVID-19\’dan enfekte olduğu ifade ediliyor. Pfizer ve BioNTech, 6 aylık bebeklerden başlayarak aşıyı daha genç yaş gruplarında da test etmeye devam ediyor. 18 yaş ve üzeri için kullanım onayı alan Moderna aşısı ise 6 ay ve 17 yaş arası bebek ve çocuklarda test ediliyor. Johnson & Johnson’ın da benzer çalışmalar için planları olduğu biliniyor. ABD’de ayrıca, şu ana kadar 152 milyon 819 bin 904 kişiye en az bir doz COVID-19 aşısı uygulanmış olduğu belirtiliyor.  

Tekno Safari YouTube kanalına abone olmak için tıklayınız.

İlginizi çekebilir:

BioNTech Tarafından Geliştirilen COVID-19 Aşısının, Virüsün Güney Afrika Mutasyonuna Karşı Çok Daha Az Etkili Olduğu İfade Edildi 

Bill Gates, Koronavirüs Aşısı Yaptırdığını Duyurdu 

Yeni Nesil COVID-19 Aşıları, Hap veya Burun Spreyi Formunda Gelebilir 

Çin’deki Sera Gazı Salınımı, 30 Yıldır İlk Kez Tüm Gelişmiş Ülkelerin Toplam Karbondioksit Salınım Miktarını Geride Bıraktı 

0
Toplam Sera Gazı Salınımı

Çin’deki sera gazı salınımı, 1990 yılından beri ilk kez tüm gelişmiş ülkelerin toplam karbondioksit salınımını geride bıraktı. Uzmanlar, endişe veren yükseliş eğilimini durduracak veya yavaşlatacak çözümler bulunması gerektiğine işaret etti.  

Rhodium Group’ tarafından hazırlanan bir rapora göre; yalnızca Çin’deki sera gazı salınımı, 1990 yılından bu yana ilk kez tüm gelişmiş ülkelerin toplam karbondioksit salınım miktarını geride bıraktı. Konuya ilişkin araştırma, 6 Mayıs 2021 tarihinde yayınlandı ve Çin’deki salınım miktarının, 2019 yılında diğer ülkelerin önüne geçmeye yönelik bir yükseliş eğilimi göstermeye başladığını tahmin etti. Yalnızca 30 yıl içerisinde, ülkedeki sera gazı emisyonu 3 katından fazla artış gösterdi ve 14 milyar ton karbondioksite eşit hale geldi.  

En çok sera gazı salınımı yapan ikinci ülkenin ise ABD olduğu kaydedildi. ABD’nin, küresel emisyonun yüzde 11’ine karşılık geldiğinin de altı çizildi. Listede; ABD’yi sırasıyla, küresel emisyonun yüzde 6.6’sına tekabül eden Hindistan ve yüzde 6.4’üne ev sahipliği yapan Avrupa Birliği bölgeleri takip etti. Bununla birlikte araştırma; Çin’in, 2019 yılındaki toplam 52 milyar tonluk küresel sera gazı salınımının yüzde 27’sine ev sahipliği yaptığına işaret etti.  

Elon Musk liderliğinde başlatılan ‘Xprize Yarışması’, en iyi karbon yakalama teknolojisini arıyor

\"Elon

Diğer yandan; Çin’de, güncel olarak 1.4 milyar insan yaşıyor ve ülke, dünyanın en önemli üretim merkezlerinden biri olma niteliği taşıyor. Ülkedeki kişi başına düşen karbondioksit salınımının, diğer gelişmiş ülkelerin ortalamasının altında olduğu belirtiliyor. Fakat Çin’de bu rakamın da son 20 yılda üç katına çıktığı görülüyor. ABD’nin ise kişi başına düşen sera gazı emisyonu miktarında, en yüksek rakama sahip olan ülke olduğu dile getiriliyor. Bununla birlikte; karbondioksit salınımı, dünyanın bazı bölgelerinde hız kazanırken şirketler ve hükumetler de buna yönelik çözümler geliştirmeye çalışıyor. Yüzlerce yıldır atmosferde dolaşan sera gazı emisyonu için bir çözüm geliştirmenin, oldukça maliyetli ve zor olduğu da biliniyor.  

Bu konudaki en ünlü çözüm arayışlarından birinin, Elon Musk ve Peter Diamandis liderliğinde başlatılan ‘Xprize Yarışması’ olduğu ifade ediliyor. 100 milyon dolar ödüllü yarışma, karbon yakalama teknolojisine ilişkin en iyi fikirleri arıyor. Diğer yandan; fosil yakıtların kullanımı sonucunda ortaya çıkan karbondioksit (CO2) gazı, güneş ışınlarının dünyaya girmesini engelliyor ve ışınları uzay ortamına geri yansıtıyor. Bunun sonucunda ısı, atmosferin içinde kalarak hapsoluyor. Bu durumun da küresel ısınmayı tetiklediği ifade ediliyor. Karbon yakalama teknolojisi ise söz konusu karbon salınımını minimuma indirerek bu probleme bir çözüm getirmeyi hedefliyor.   

Tekno Safari YouTube kanalına abone olmak için tıklayınız.

İlginizi çekebilir:

Elon Musk, En İyi Karbon Yakalama Teknolojisine 100 Milyon Dolar Vereceğini Açıkladı! 

Uzay turizmi iklim değişikliğini büyük ölçüde hızlandırabilir

IBM, 2030’a Kadar Sera Gazı Emisyonunu Sıfıra İndirecek

Yeni Nesil COVID-19 Aşıları, Hap veya Burun Spreyi Formunda Gelebilir 

0
COVID-19 Burun Spreyi

Dünya genelinde COVID-19 aşısı üzerine çalışmalar yapan laboratuvarlar tarafından gerçekleştirilen araştırmalar; yeni nesil COVID-19 aşılarının, hap veya burun spreyi formunda gelebileceğini gösteriyor. Bu tip aşılama yöntemlerinin, hem dağıtımı çok daha kolay olacağı hem de dünyanın çeşitli yerlerinde görülmeye başlanan virüs varyantlarına karşı çok daha etkili olabileceği tahmin ediliyor.  

Dünyanın çeşitli yerlerinde COVID-19 aşısı üzerine çalışmalar yapan laboratuvarlar tarafından gerçekleştirilen araştırmalar; yeni nesil COVID-19 aşılarının, hap veya burun spreyi formunda gelebileceğini gösteriyor. Bu tip aşılama yöntemlerinin dağıtımının, geleneksel formdaki aşılara göre çok daha kolay olacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar ayrıca, söz konusu yeni nesil aşıların çeşitli bölgelerde görülmeye başlanan virüs varyantlarına karşı çok daha etkili olabileceğine işaret ediyor.  

Özellikle burun spreyi formundaki bir COVID-19 aşısının, virüsü vücuda girerken durdurabileceği ve vücuttan atılırken etkisiz hale getirebileceği belirtiliyor. Güncel olarak gribi önlemek için kullanılan burun spreyleri de aynı prensibe dayalı olarak işlev görüyor. Bu nedenle; bu tip bir COVID-19 aşısının, kamu sağlığında virüse karşı çok daha etkili bir kalkan oluşturması bekleniyor. Bununla birlikte; güncel olarak kullanımda olan ve Pfizer veya Moderna gibi kurumlar tarafından üretilen aşıların, çok düşük sıcaklıklarda muhafaza edilmesi gerekiyor. Söz konusu aşılar ayrıca, belirlenen aralıklarda 2 doz uygulanıyor. Tüm bu özellikler, kullanımda olan aşıları belirli bir oranda dezavantajlı hale getiriyor ve süreç yönetimini zorlaştırıyor.  

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, şu anda geliştirilmekte olan 280 koronavirüs aşısı bulunuyor

\"Dünya

Diğer yandan; Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, dünyada şu anda geliştirilmekte olan 280 koronavirüs aşısı bulunuyor. Bunlardan yalnızca 96’sının, şu ana kadar insanlar üzerinde test edilmiş olduğu ifade ediliyor. Geliştirilen 2 aşı, ağız yoluyla alınabiliyor. 7 tanesi ise nazal yoldan uygulanabiliyor. ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’ndeki aşı araştırma merkezinin yöneticisi olan John Mascola; kullanımı daha kolay olan ve daha optimum sıcaklıklarda muhafaza edilebilen bir aşı geliştirmenin, küresel salgının ilerleyen süreçlerinde hayati bir önem taşıyacağına işaret ediyor. 

Kaynak: futurism.com 

Tekno Safari YouTube kanalına abone olmak için tıklayınız.

İlginizi çekebilir:

Microsoft, Devlet Destekli Hacker’ların Koronavirüs Aşısı Geliştiren Kurumları Hedef Aldığını Açıkladı

Bill Gates, Koronavirüs Aşısı Yaptırdığını Duyurdu 

BioNTech Tarafından Geliştirilen COVID-19 Aşısının, Virüsün Güney Afrika Mutasyonuna Karşı Çok Daha Az Etkili Olduğu İfade Edildi 

Biyokömür Kaplı Tohumlar Kenya’nın Ormanlarının Yeşermesine Yardımcı Oluyor

0

Seedballs Kenya\’nın kurucularından biri olan Teddy Kinyanjui, Kenya\’nın ormansızlaşmasını tersine çevirmek için biyokömür kaplı tohumlar geliştirdi. ‘Seedballs’ olarak anılan biyokömür kaplı tohumlar, Kenya \’nın ormansız alanların yeniden yeşillendirmesine yardımcı oluyor. 

Kenya hükümeti, yıllardır ormansızlaşma kriziyle mücadele ediyor. Yeşil Afrika Vakfı, ülkede her yıl  5.600.000 ağaç kesildiğini belirtiyor. Ancak son zamanlarda hükümet ve girişimcilerin attığı adımlar bazı iyileştirmelerin önünü açıyor. Bu girişimlerin arasında düşük maliyetli ve verimli tohumların seri üretime geçmesi için yeni bir yönteme öncülük eden Seedballs Kenya da yer alıyor. Seedballs Kenya, ülkede iklim değişikliği, ormansızlaşma ve arazi bozulması sorunlarına karşı yeni çözümler aramaya devam ediyor. Bu çözümler arasında en dikkat çekeni ise, ‘biyokömür topları’ olarak anılıyor. 

Biyokömür kaplı tohum topları, Tabiat Ana\’ya yardım eli uzatıyor

\"\"

1980’lerin ortalarında Dr Maxwell Kinyanjui, geleneksel odun kömürü fırınlarıyla aynı miktarda ısı üretmek için yüzde 50 daha az odun kömürü kullanan bir fırın olan Kenya Ceramic Jiko\’yu geliştirdi.  Dr Kinyanjui, bu yeniliğin odun kömürü ihtiyacını azaltacağına ve ormansızlaşmanın durdurulmasına yardımcı olacağına inanıyordu. Ancak ne yazık ki, haneler daha fazla ağaç kesmeye ve aynı miktarda odun kömürü kullanmaya devam ederek tasarruflarını su ve evlerini ısıtmaya kaydırdı.

Daha sonra, 1990\’ların sonlarında, Dr Kinyanjui ve Martin Dunford, koruyucu bir kömür tabakası ile tohumları kaplayarak kurak alanlarda ağaç yetiştirme olasılığını araştırmaya karar verdi. 2016 yılında, eski deneylerine dayanarak Cookswell Jikos, Chardust Ltd ile işbirliği yaptı ve Seedballs Kenya kuruldu. İkili katıldıkları bir röportajda “Misyonumuz basitti, büyüyen maliyeti düşürmek için bir yol bulmak istedik ve ortaya Seedballs’lar çıktı” diyor. 

Biyokömür kaplı ağaç tohumları Seedballs, Kenya ormanlarını yeşertiyor

\"\"

Seedballs, bazı  besleyici bağlayıcılarla karıştırılmış kömür tozu topunun içindeki bir tohum olarak anılıyor. Tohum toplarındaki biyokömür kaplamasının ise tohumu kuş, kemirgen ve böcek gibi hayvanlardan ve aşırı sıcaklardan korumaya yardımcı olduğu söyleniyor. Biyokömür kaplı toplardaki tohumların çimlenmesi ise sadece bir kez ıslanmayla gerçekleşebiliyor. Kurum biyokömür kaplı tohum toplarının ormansızlaşan ülkeyi yeniden yeşertmek için yardımcı olduğunu belirtiyor. 

Maliyetinin düşük olması ve ulaşılması zor olan alanlara kolayca dağıtılması sebebiyle ülkede şu an kullanılan bu tohum topları Tabiat Ana’ya destek sağlayarak yeni ağaçlar yetişmesinin de önünü açıyor. 

İlginizi Çekebilir:

ABD’de Genetiği Değiştirilmiş 750 Milyon Sivrisinek Hastalıkların Önüne Geçilmesi İçin Doğaya Salınacak

Tevel Aerobotics, Uçabilen ve Meyve Toplayan Yapay Zeka Destekli Bir Otonom Robot Geliştirdi  

Beynine Çip Takılan Maymun Oyun Oynadı, Spot\’a Çinli Rakip AlphaDog | Haftalık Teknoloji Programı:

 

Türkiye’nin ilk Orta Menzilli Füze Motoru TEI-TJ300’den Dünya Rekoru!

0

Türkiye’nin ilk Orta Menzilli Füze Motoru TEI-TJ300, dünya rekoru kırdı. TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) Projesi kapsamında geliştirilen turbojet motor, 240 mm çap ile 1342 N itki kuvvetine ulaştı.

2017 yılında TÜBİTAK, TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. (TEI) ve Roketsan iş birliği ile geliştirilmeye başlayan TEI-TJ300 turbojet motoru projesi dünya rekoru kırmayı başardı.  Ülkemizin ilk Orta Menzilli Füze Motoru olan TEI-TJ300, 240 mm çap ile 1342 N itki kuvvetine ulaştı. 230-250 mm sınıfındaki diğer rakip motorların en iyisi 250 mm çap ile en fazla 1250 N seviyesinde itki üretebiliyor.

Türk mühendisler tarafından geliştirilen TEI-TJ300 Turbojet motorunun ilk prototip çalıştırma töreni, 2020’nin Haziran ayında gerçekleşmişti. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın geçen sene katıldığı etkinliğin ardından, Bakan Varank şimdi ise rekor kıran testin videosunu resmi Twitter hesabından paylaştı. 

Mustafa Varank\’ın Türkiye’nin ilk Orta Menzilli Füze Motoru TEI-TJ300 rekor paylaşımı:

Eylül 2017’de TÜBİTAK desteği ile TEI ve Roketsan arasında imzalanan protokol ile başlayan TEI-TJ300 Hava Solumalı Jet Motoru Projesi tamamen yerli ve milli oldu.  Tamamen milli olarak tasarlanıp geliştirilen ve imal edilen turbojet motorun ilk prototip testi 2020 yılında başarılı bir şekilde gerçekleştirildi.

Yüksek hızlarda çalışabiliyor

Füze sistemlerine uyarlanılabilmesi için 240 mm kısıtlı çapta, sınıfında bu itki gücünü üretebilen dünyadaki ilk motor olan TEI-TJ300, 5000 ft irtifada ses hızının yüzde 90’ına varan yüksek hızlarda çalışabiliyor.

TEI-TJ300 motoru, herhangi bir başlatıcı sisteme (marş motoru) ihtiyaç olmadan rüzgar etkisi (windmilling) ile başlayabilme özelliğine sahip. Bu özellik, platformun hem hava, hem deniz, hem de kara savunma sistemlerine uygulanmasını mümkün kılıyor.

TEI-TJ300 turbojet motorunun geliştirme ve kalifikasyon testlerinin tamamlanmasının ardından seri üretim süreci başlayacağı aktarılıyor.

İlginizi Çekebilir:

KKTC ’nin Yerli Otomobili GÜNSEL ‘in Test Sürüşü Başladı!

ASELSAN Dikey İniş/Kalkış Yapabilen İHA Patenti Aldı

Buzulların Erimesi Nelere Yol Açar, Facebook Veri İhlali, Ingenuity | Haftalık Teknoloji Programı: